Birinci Dünya Savaşı'nda Erzurum Cephesinde başlayan ve genişleyen Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Anadolu'nun orta ve güney illerine göç eden "Muhacir"lerin sayısı bir milyona yakındı. Bunların bir bölümü yolda ölmüş, bir bölümü ancak savaş sonrası geriye dönebilmiş, küçük bir bölümü ise gittikleri yerde yerleşip kalmıştı.
Bu kitapta, savaş sırasında Güneydoğu Anadolu'nun irili ufaklı kentlerine ulaşmaya çalışan "Muhacir"lerin öyküsü anlatılıyor. Bu insanların tanık olduğu Ermeni tehciri, ardından Rus işgali, ağır kış koşullarında aylarca süren göç ve bu sırada görülen ölüm, yokluk, açlık ve hastalık gibi felaketler sıralanıyor. Kitapta, bir yerde yolları kesişerek aynı kaderi paylaşan insanların yeniden hayata tutunma savaşının öyküsünü okuyoruz.
Birinci Dünya Savaşı'nda Erzurum Cephesinde başlayan ve genişleyen Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Anadolu'nun orta ve güney illerine göç eden "Muhacir"lerin sayısı bir milyona yakındı. Bunların bir bölümü yolda ölmüş, bir bölümü ancak savaş sonrası geriye dönebilmiş, küçük bir bölümü ise gittikleri yerde yerleşip kalmıştı.
Bu kitapta, savaş sırasında Güneydoğu Anadolu'nun irili ufaklı kentlerine ulaşmaya çalışan "Muhacir"lerin öyküsü anlatılıyor. Bu insanların tanık olduğu Ermeni tehciri, ardından Rus işgali, ağır kış koşullarında aylarca süren göç ve bu sırada görülen ölüm, yokluk, açlık ve hastalık gibi felaketler sıralanıyor. Kitapta, bir yerde yolları kesişerek aynı kaderi paylaşan insanların yeniden hayata tutunma savaşının öyküsünü okuyoruz.