- Temel Kavramlar
- Varlıklar
- Kaynaklar
- Gelir ve Giderler
- TMS'ye Uygun Taslak Hesap Planı
Tek düzen hesap planının uygulanmaya başlandığı 1990'lı yılların başlarında, muhasebenin işleyiş sisteminin bütünüyle değiştiği bir süreç yaşadık. Asistanlık yapmaya başladığım dönemde bu sisteme hakim olmak Muhasebe ve Finans alanında çalışan kişiler için bir zorunluluktu. Aradan geçen 20 yılda bu sistemin, eleştirilen yönleri olmakla birlikte Muhasebe dünyamıza çok şey kattığı yadsınamaz.
Tek Düzen Hesap Planı ile yaşanan 20 yıl Muhasebe uygulamalarına belirli seviyede bir standart getirmekle birlikte, Muhasebenin, Vergi Muhasbesi ile sınırlı kalması sorununun aşlımasında yeterli olamamıştır. Ne yazki akademisyenlerce ilk ortaya çıkışından bu yana işletme ile ilgili tüm çıkar gruplarına hesap verme yükümlülüğü baz alınarak öğretilen Muhasebe bilimi, uygulamada Vergi Muhasebesi olmanın ötesine gidememiştir. Bu sorun, kanımca kesinlikle muhasebe raporlarını hazırlayan, sunan ve sorumluluğunu üstlenen tarafların seçimi değildir. Çünkü serbest piyasa koşullarının kuralları burada da geçerlidir. Talep edilmeyen bir malı, satamayacağını bile bile kimse üretmeyeceği için ihtiyaç duyulmayan raporun elde edilmesine yönelik bir sürecin işlemesi de mümkün değildir.
Ticari hayatımızda yer alan Muhasebe ile ilgili tüm çıkar gruplarının, muhasebe sürecinden elde edilen verilere ihtiyaç duyduğu ve işletme ile ilgili tüm kararlarda bu verilerin...
- Temel Kavramlar
- Varlıklar
- Kaynaklar
- Gelir ve Giderler
- TMS'ye Uygun Taslak Hesap Planı
Tek düzen hesap planının uygulanmaya başlandığı 1990'lı yılların başlarında, muhasebenin işleyiş sisteminin bütünüyle değiştiği bir süreç yaşadık. Asistanlık yapmaya başladığım dönemde bu sisteme hakim olmak Muhasebe ve Finans alanında çalışan kişiler için bir zorunluluktu. Aradan geçen 20 yılda bu sistemin, eleştirilen yönleri olmakla birlikte Muhasebe dünyamıza çok şey kattığı yadsınamaz.
Tek Düzen Hesap Planı ile yaşanan 20 yıl Muhasebe uygulamalarına belirli seviyede bir standart getirmekle birlikte, Muhasebenin, Vergi Muhasbesi ile sınırlı kalması sorununun aşlımasında yeterli olamamıştır. Ne yazki akademisyenlerce ilk ortaya çıkışından bu yana işletme ile ilgili tüm çıkar gruplarına hesap verme yükümlülüğü baz alınarak öğretilen Muhasebe bilimi, uygulamada Vergi Muhasebesi olmanın ötesine gidememiştir. Bu sorun, kanımca kesinlikle muhasebe raporlarını hazırlayan, sunan ve sorumluluğunu üstlenen tarafların seçimi değildir. Çünkü serbest piyasa koşullarının kuralları burada da geçerlidir. Talep edilmeyen bir malı, satamayacağını bile bile kimse üretmeyeceği için ihtiyaç duyulmayan raporun elde edilmesine yönelik bir sürecin işlemesi de mümkün değildir.
Ticari hayatımızda yer alan Muhasebe ile ilgili tüm çıkar gruplarının, muhasebe sürecinden elde edilen verilere ihtiyaç duyduğu ve işletme ile ilgili tüm kararlarda bu verilerin...