Dergimiz, Hasan Aycın'ın çizgisi ile okuru selamlarken Mehmet Akıncı “Dilin Doğası” ve Gülsena Afra Ersan “Diji-Modern Dönemde Kaygı Kaybı: Arayışın, Dolaşımın ve Bağlamın Yitimi” başlıklı denemeleriyle dikkat çekiyor.
Temmuz sayımızın öyküleri Mahmut Coşkun, Ömer Çelik, Burak Çelik, Büşra Çelik ve Ali Küçük'e ait.
Umut Başar, 1929 yılında Nişabur'da doğan ve mizahi hikâyeleriyle çağdaş Fars Edebiyatı'nın en önemli yergi yazarlarından kabul edilen Hüsrev Şahani'nin “Tarihî Bir Tetkik” öyküsünü Farsçadan tercüme etti.
Necip Tosun, Dünya Romanı Kitaplığı'nda modern otoriter devlet yapısını eleştiren bir başyapıtı ele alıyor. “Dava'da Otoritenin Eleştirisi Franz Kafka”27. sayımızın söyleşi sayfasında, Suavi Kemal Yazgıç, İsmail Isparta'yı ağırlıyor: Etrafımızda öyle büyük meseleler var ki o meselelere bir insan olarak tek başımıza müdahale edemiyoruz. Bu müdahale edememe, elleri kolları bağlı olma durumu içimizde dalga dalga bir öfkeye dönüşüyor. Ben yazarak bu öfkeyi dindirmeye çalışıyorum. Bunu yaparken de elimden geldiğince klişeye düşmemeye çalışıyorum. İşte bu noktada gerek mitoloji, gerek fantastik edebiyat, gerekse halk hikâyelerini verimli bir alan olarak görüyorum. Eski edebiyatımız da bu yönden zengin bir birikime sahip. Bu saydıklarım insana değişik anlatım imkânları sağlıyor. Yani ben mitolojiyi mitoloji, fantastiği fantastik olduğu için değil; meselemi anlatma noktasında bana malzeme sağladığı için kullanıyorum.
Emin Gürdamur, Haziran sayımızda yer verdiğimiz yazısının ikinci bölümüyle aramızda: “Şair ve Şeytan-2”
Hicran Karatay “Haz İlkesinden Gerçekliğe: Psikanaliz ve Edebiyat”; Sercan Ceylan ise “Güney Amerika'da Karanlık Süngü: Perulu Şair Vallejo ve Öyküleri-I” adlı incelemeleriyle dergimize katkıda bulunuyorlar.
Mehmet Narlı, Eleştirinin Eleştirisi'nde Yakup Kadri'nin önemli eserini merkeze alarak soruyor: “Yaban Ön Sözünde Verilen Cevaplar Aslında Ne Anlama Gelir”
Handan Acar Yıldız aklında kalan iki öyküden hareketle Deklanşörün Sesi'nde, “Bilinenden Haber Verirken “Simurg'a Reva Görülen”i yazıyor.
Kitaplık bölümünde bu ay:Ayşegül Özdoğan, Mustafa Muharrem'in Tay ya da Hiç;Soner Aydın, Serkan Türk'ün Ausgang;Ali Güney, Mehmet Kahraman Aldatma Ustası kitaplarını değerlendirdiler.
Yeni sayılarda buluşmak dileğiyle.
İyi okumalar.
Dergimiz, Hasan Aycın'ın çizgisi ile okuru selamlarken Mehmet Akıncı “Dilin Doğası” ve Gülsena Afra Ersan “Diji-Modern Dönemde Kaygı Kaybı: Arayışın, Dolaşımın ve Bağlamın Yitimi” başlıklı denemeleriyle dikkat çekiyor.
Temmuz sayımızın öyküleri Mahmut Coşkun, Ömer Çelik, Burak Çelik, Büşra Çelik ve Ali Küçük'e ait.
Umut Başar, 1929 yılında Nişabur'da doğan ve mizahi hikâyeleriyle çağdaş Fars Edebiyatı'nın en önemli yergi yazarlarından kabul edilen Hüsrev Şahani'nin “Tarihî Bir Tetkik” öyküsünü Farsçadan tercüme etti.
Necip Tosun, Dünya Romanı Kitaplığı'nda modern otoriter devlet yapısını eleştiren bir başyapıtı ele alıyor. “Dava'da Otoritenin Eleştirisi Franz Kafka”27. sayımızın söyleşi sayfasında, Suavi Kemal Yazgıç, İsmail Isparta'yı ağırlıyor: Etrafımızda öyle büyük meseleler var ki o meselelere bir insan olarak tek başımıza müdahale edemiyoruz. Bu müdahale edememe, elleri kolları bağlı olma durumu içimizde dalga dalga bir öfkeye dönüşüyor. Ben yazarak bu öfkeyi dindirmeye çalışıyorum. Bunu yaparken de elimden geldiğince klişeye düşmemeye çalışıyorum. İşte bu noktada gerek mitoloji, gerek fantastik edebiyat, gerekse halk hikâyelerini verimli bir alan olarak görüyorum. Eski edebiyatımız da bu yönden zengin bir birikime sahip. Bu saydıklarım insana değişik anlatım imkânları sağlıyor. Yani ben mitolojiyi mitoloji, fantastiği fantastik olduğu için değil; meselemi anlatma noktasında bana malzeme sağladığı için kullanıyorum.
Emin Gürdamur, Haziran sayımızda yer verdiğimiz yazısının ikinci bölümüyle aramızda: “Şair ve Şeytan-2”
Hicran Karatay “Haz İlkesinden Gerçekliğe: Psikanaliz ve Edebiyat”; Sercan Ceylan ise “Güney Amerika'da Karanlık Süngü: Perulu Şair Vallejo ve Öyküleri-I” adlı incelemeleriyle dergimize katkıda bulunuyorlar.
Mehmet Narlı, Eleştirinin Eleştirisi'nde Yakup Kadri'nin önemli eserini merkeze alarak soruyor: “Yaban Ön Sözünde Verilen Cevaplar Aslında Ne Anlama Gelir”
Handan Acar Yıldız aklında kalan iki öyküden hareketle Deklanşörün Sesi'nde, “Bilinenden Haber Verirken “Simurg'a Reva Görülen”i yazıyor.
Kitaplık bölümünde bu ay:Ayşegül Özdoğan, Mustafa Muharrem'in Tay ya da Hiç;Soner Aydın, Serkan Türk'ün Ausgang;Ali Güney, Mehmet Kahraman Aldatma Ustası kitaplarını değerlendirdiler.
Yeni sayılarda buluşmak dileğiyle.
İyi okumalar.