Mühür 53.Sayı Temmuz-Ağustos 2014 Sunuş Yazısı'ndan:
“Ağzına sağlık”. Bu cümleyi ne kadar da çok severiz. Ağızlarda sağlığın, ağız içi ve diş sağlığından ziyade dil ile ilgili olanını çok sevdim ben. Sağlık, esenlik halkımızın yüzyıllardır kullandığı sözcükler. Biz dileyince gerçekleşiyor gibi. Söylenenin, iki dudak arasından dökülenin beğenilmesi. Halbuki, dilimiz bizim en büyük evimiz. Belki çok odalı değil. Belki dünyada en çok konuşulan bir dil de değil. Bunda sorun da yok. Bizim dilimizin zenginliği ve bizlere kattıkları önemli burada. Bir dilin zenginliğini en çok şairler ve yazarlar zengin kılar. Buradan hareketle son dönemde dilimde dönüp duran şu dizeleri sizlerle paylaşmak isterim. Acıyla:
“Önce kim-“önce sen”
Dirilen bir işçi olmalıyım. Öyle olmalıyım ta eskiden
(Ağlayarak) anlamalıydım olmalıyım anlayarak
İşçi türemedi hiç bir şey türemedi
bezirgan ölü tükendi köle ölü bitti
bir yazı sağdan sola kıvrılarak eğilip
bükülerek bir şekil almalıydı
önce kim—“önce o”
dirilen bir işçi olmalıydı”
Böyle diyordu Cahit Zarifoğlu şiirinde. Geride bıraktığımız zaman diliminde yaşarken, toprağın kaç kat altında öte dünyaya gitti kömüre el atan işçilerimiz. Kömür, bir ömre bedel oldu belki; ama aslında hayatta kalanlara da büyük bir ders de oldu. İbretlik, ihmâl ve canların gidişi… Bütün bu ihmalde hatası olanların hak ettiği cezayı alacağını umarak, orada çok yakınlarını kaybeden ailelere sabır diliyoruz yeniden. Ölenlerin toprağı gür, ışığı bol olsun.
Ama ile başlayan cümlelerden kaçar oldum kaç zamandır. Hangi cümle “ama” ile başlasa, bir bölünmüşlük, bir o taraf ve bir bu taraf resmi beliriyor gözlerimin önümde. Oysa ağrıyan yanımız sol köşemiz. Evet kalbimizin üstü.
Yazın sessizliği de düştü edebiyat dünyasına. Hazır ettiğimiz bu sayı ile birazcık olsun sessizliği kaldıracağımızı düşünüyoruz. Özellikle beğenerek okuyacağınızdan eminiz. Osman Hakan A.'nın yazısını, öyküleri ve birbirinden iyi şiirleri; son dönemin başarılı genç şairlerinden Fatih Akça ile yapılan söyleşiyi seveceksiniz. Sözü fazla yormayacağım. Tatil dönüşü yine bir arşivlik sayı olacak Eylül-Ekim sayısında buluşmak dileği ile…
Metin Altıok'un şiirinde geçen: “bir yarım umuttur elimizde kalan, göğüslemek için karanlık yarınları” dizeyle bağlayalım bu sayıyı…
İyi okumalar…
Mühür 53.Sayı Temmuz-Ağustos 2014 Sunuş Yazısı'ndan:
“Ağzına sağlık”. Bu cümleyi ne kadar da çok severiz. Ağızlarda sağlığın, ağız içi ve diş sağlığından ziyade dil ile ilgili olanını çok sevdim ben. Sağlık, esenlik halkımızın yüzyıllardır kullandığı sözcükler. Biz dileyince gerçekleşiyor gibi. Söylenenin, iki dudak arasından dökülenin beğenilmesi. Halbuki, dilimiz bizim en büyük evimiz. Belki çok odalı değil. Belki dünyada en çok konuşulan bir dil de değil. Bunda sorun da yok. Bizim dilimizin zenginliği ve bizlere kattıkları önemli burada. Bir dilin zenginliğini en çok şairler ve yazarlar zengin kılar. Buradan hareketle son dönemde dilimde dönüp duran şu dizeleri sizlerle paylaşmak isterim. Acıyla:
“Önce kim-“önce sen”
Dirilen bir işçi olmalıyım. Öyle olmalıyım ta eskiden
(Ağlayarak) anlamalıydım olmalıyım anlayarak
İşçi türemedi hiç bir şey türemedi
bezirgan ölü tükendi köle ölü bitti
bir yazı sağdan sola kıvrılarak eğilip
bükülerek bir şekil almalıydı
önce kim—“önce o”
dirilen bir işçi olmalıydı”
Böyle diyordu Cahit Zarifoğlu şiirinde. Geride bıraktığımız zaman diliminde yaşarken, toprağın kaç kat altında öte dünyaya gitti kömüre el atan işçilerimiz. Kömür, bir ömre bedel oldu belki; ama aslında hayatta kalanlara da büyük bir ders de oldu. İbretlik, ihmâl ve canların gidişi… Bütün bu ihmalde hatası olanların hak ettiği cezayı alacağını umarak, orada çok yakınlarını kaybeden ailelere sabır diliyoruz yeniden. Ölenlerin toprağı gür, ışığı bol olsun.
Ama ile başlayan cümlelerden kaçar oldum kaç zamandır. Hangi cümle “ama” ile başlasa, bir bölünmüşlük, bir o taraf ve bir bu taraf resmi beliriyor gözlerimin önümde. Oysa ağrıyan yanımız sol köşemiz. Evet kalbimizin üstü.
Yazın sessizliği de düştü edebiyat dünyasına. Hazır ettiğimiz bu sayı ile birazcık olsun sessizliği kaldıracağımızı düşünüyoruz. Özellikle beğenerek okuyacağınızdan eminiz. Osman Hakan A.'nın yazısını, öyküleri ve birbirinden iyi şiirleri; son dönemin başarılı genç şairlerinden Fatih Akça ile yapılan söyleşiyi seveceksiniz. Sözü fazla yormayacağım. Tatil dönüşü yine bir arşivlik sayı olacak Eylül-Ekim sayısında buluşmak dileği ile…
Metin Altıok'un şiirinde geçen: “bir yarım umuttur elimizde kalan, göğüslemek için karanlık yarınları” dizeyle bağlayalım bu sayıyı…
İyi okumalar…