Mülkiyet Nedir?

Stok Kodu:
9789758269399
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
350
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
2
Basım Tarihi:
1998-10
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%25 indirimli
29,63
22,22
9789758269399
496111
Mülkiyet Nedir?
Mülkiyet Nedir?
22.22

Anarşizmin kurucularından Proudhon'un "Mülkiyet Nedir?"deki alabildiğine gösterişli ve pırıl pırıl üslubunun ötesinde asıl vermek istediği, mülkiyetin taraftarları ile karşıtları arasında süren mücadelerde doğru yönü göstermektedir. Mülkiyeti, gönemin Napoleon Yasası, Roma Hukuku'ndan esinlenerek, mutlak bir hak olarak; hukukçular kutsal bir hak olarak; ekonomistler ise sosyal düzenin koruyucusu, mutluluğun temeli ve akılcı davranışın koşulu olarak görüyorlardı. Oysa Proudhon bir eşitlik ve adalet ilkesi olarak kabul edilen; mutlaka ve kutsal bir hak sayılan; mutluluk verdiği sanılan... mülkiyetin, nasıl bütün bir adaletsizliğin, mutsuzluğun, eşitsizliğin kaynağı olduğunu gösteriyor.

Proudhon'a göre "mülkiyet, toplumun imtihanıdır"; bir insanın bir şeyden yararlanma hakkından çok başakalarını bu şeyden yararlanmaktan menetmek hakkıdır. Devrimlerin mülkiyetten kaynaklandığını savunan Proudhon'a göre "devrimler, insanlıkta adaletin birbirini izleyen gösterileridir."

Proudhon çağdaşı Mrx gibi, bir bütün olarak kapitalist sistemin kaçınılmaz ortadan kalkışını doğrulamak yerine, reformist bir anlayışla, "mülkiyeti hafif yollu desteklemek"le yetindi. Yani Proudhon gerçek emekçinin taleplerini dile getirmek yerine küçük burjuvazinin yakınmalarını haykırdı. Bütün bunlar iflah olmaz bir küçük burjuvanın umutları mı? Evet öyle; ama bütün onuru ve dehasıyla başkaldırmış bir küçük burjuvanın... Yıkım işine bağlı kalacağına and içen "yıkıntılar ve molozlar içinde gerçeği aramaktan" vazgeçmeyen Proudhon haykırıyor: "Yoksulun hakkını gösterdim, zenginin zorbalığını ortaya serdim; adalet istiyorum."

Evet her bir ağızdan haykıralım: Adalet İstiyoruz!..

Anarşizmin kurucularından Proudhon'un "Mülkiyet Nedir?"deki alabildiğine gösterişli ve pırıl pırıl üslubunun ötesinde asıl vermek istediği, mülkiyetin taraftarları ile karşıtları arasında süren mücadelerde doğru yönü göstermektedir. Mülkiyeti, gönemin Napoleon Yasası, Roma Hukuku'ndan esinlenerek, mutlak bir hak olarak; hukukçular kutsal bir hak olarak; ekonomistler ise sosyal düzenin koruyucusu, mutluluğun temeli ve akılcı davranışın koşulu olarak görüyorlardı. Oysa Proudhon bir eşitlik ve adalet ilkesi olarak kabul edilen; mutlaka ve kutsal bir hak sayılan; mutluluk verdiği sanılan... mülkiyetin, nasıl bütün bir adaletsizliğin, mutsuzluğun, eşitsizliğin kaynağı olduğunu gösteriyor.

Proudhon'a göre "mülkiyet, toplumun imtihanıdır"; bir insanın bir şeyden yararlanma hakkından çok başakalarını bu şeyden yararlanmaktan menetmek hakkıdır. Devrimlerin mülkiyetten kaynaklandığını savunan Proudhon'a göre "devrimler, insanlıkta adaletin birbirini izleyen gösterileridir."

Proudhon çağdaşı Mrx gibi, bir bütün olarak kapitalist sistemin kaçınılmaz ortadan kalkışını doğrulamak yerine, reformist bir anlayışla, "mülkiyeti hafif yollu desteklemek"le yetindi. Yani Proudhon gerçek emekçinin taleplerini dile getirmek yerine küçük burjuvazinin yakınmalarını haykırdı. Bütün bunlar iflah olmaz bir küçük burjuvanın umutları mı? Evet öyle; ama bütün onuru ve dehasıyla başkaldırmış bir küçük burjuvanın... Yıkım işine bağlı kalacağına and içen "yıkıntılar ve molozlar içinde gerçeği aramaktan" vazgeçmeyen Proudhon haykırıyor: "Yoksulun hakkını gösterdim, zenginin zorbalığını ortaya serdim; adalet istiyorum."

Evet her bir ağızdan haykıralım: Adalet İstiyoruz!..

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat