“Beni unut! Oturma iznin olmadığı için biz yokuz derdin hep; sana kızardım. Şimdi hak veriyorum, biz yokuz; ömrümüz, kelebekler kadar. Geriye bakmadan kendine yeni bir hayat kur ve beni unut, bol şans sana.”Yok sayılmayı, çaresizliği, işsizliği , tutunma çabasını, açlığı, Afgan bir mültecinin ağzından anlatan Kemal Siyahhan, Afgan kadınlarının yaşadıklarını, ülkelere müdahalelerin nelere mal olduğunu etraflıca anlatıyor bu romanda. İstanbul'a mülteci olarak gelmiş ve yaşamları kesişmiş, birbirinden farklı düşünceleri, beklentileri olan insanların çaresizlik içinde birbirlerine sarılmalarını ustalıkla anlatırken çizgileriyle de hayat veriyor hikayesine. Bu romanla mülteciler için umudun her türlü zorluğa karşın var olduğunu kanıtlıyor.
“Beni unut! Oturma iznin olmadığı için biz yokuz derdin hep; sana kızardım. Şimdi hak veriyorum, biz yokuz; ömrümüz, kelebekler kadar. Geriye bakmadan kendine yeni bir hayat kur ve beni unut, bol şans sana.”Yok sayılmayı, çaresizliği, işsizliği , tutunma çabasını, açlığı, Afgan bir mültecinin ağzından anlatan Kemal Siyahhan, Afgan kadınlarının yaşadıklarını, ülkelere müdahalelerin nelere mal olduğunu etraflıca anlatıyor bu romanda. İstanbul'a mülteci olarak gelmiş ve yaşamları kesişmiş, birbirinden farklı düşünceleri, beklentileri olan insanların çaresizlik içinde birbirlerine sarılmalarını ustalıkla anlatırken çizgileriyle de hayat veriyor hikayesine. Bu romanla mülteciler için umudun her türlü zorluğa karşın var olduğunu kanıtlıyor.