Murad-ı İlahi Hikmet Hiçlik ve Otantiklik

Stok Kodu:
9789944598026
Boyut:
13.00x21.00
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2007
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%27 indirimli
19,00
19,00
9789944598026
655415
Murad-ı İlahi
Murad-ı İlahi Hikmet Hiçlik ve Otantiklik
19.00

Murad-ı İlahi'de, Akıl ve Ahlak Bağlamında İman'dan Dini Çoğulculuk ve İslâm'a, Uyuşturucu Tecrübeleri ve Mistisizm'den Tasavvufa, kalıplaşmış yaklaşımlara eleştirel gözle bakan ve din ile felsefe arasında yeni köprüler kurmaya çalışan bir akademisyenin sıra dışı yorumları bir araya geliyor. Yazar Abdüllatif Tüzer bu noktada felsefe ile din arasındaki kardeşliği yeniden tesis etmeye muktedir anahtar kavram olarak ‘kendini bilmek' düsturuna işaret ediyor.

Allah'ın ete kemiğe, şekle şemaile bürünmüş kelamının ardındaki muradı üzerinde derince düşünecek olursak, onun insanlardan muradının, bilgide ve ahlakta kemale ulaşmayı gaye edinen, kâmil; sırf doğru ve iyi olduğu için doğru ve erdemli olanın peşinde koşan bilge insanlar haline gelmek olduğunu görürüz. Oysa çoğunluk Müslümanların dünyası bu Murad-ı İlahi açısından çelişkilerin, okumaz-düşünmezliğin, katılıkların, patolojik durumların, tedbir ahlakından neşet eden hedonist itkilerin, kısaca mekanik dindarlığın dünyasıdır. Bu kitap, akılcılık, mistiklik ve varoluşçuluğu sentezleyerek bunları kendi içinde harmanlayan akılcı bir din anlayışı sunmakta; Murad-ı İlahi'ye en uygun yol olarak 'gönül dindarlığı'nı ortaya koymakta ve Müslümanların neden Allah'ın muradını bireysel ve toplumsal uzanımlarıyla gerçek manada anlayıp hayata geçiremediklerinin çeşitli sebepleri üzerinde durmaktadır.

Murad-ı İlahi'de, Akıl ve Ahlak Bağlamında İman'dan Dini Çoğulculuk ve İslâm'a, Uyuşturucu Tecrübeleri ve Mistisizm'den Tasavvufa, kalıplaşmış yaklaşımlara eleştirel gözle bakan ve din ile felsefe arasında yeni köprüler kurmaya çalışan bir akademisyenin sıra dışı yorumları bir araya geliyor. Yazar Abdüllatif Tüzer bu noktada felsefe ile din arasındaki kardeşliği yeniden tesis etmeye muktedir anahtar kavram olarak ‘kendini bilmek' düsturuna işaret ediyor.

Allah'ın ete kemiğe, şekle şemaile bürünmüş kelamının ardındaki muradı üzerinde derince düşünecek olursak, onun insanlardan muradının, bilgide ve ahlakta kemale ulaşmayı gaye edinen, kâmil; sırf doğru ve iyi olduğu için doğru ve erdemli olanın peşinde koşan bilge insanlar haline gelmek olduğunu görürüz. Oysa çoğunluk Müslümanların dünyası bu Murad-ı İlahi açısından çelişkilerin, okumaz-düşünmezliğin, katılıkların, patolojik durumların, tedbir ahlakından neşet eden hedonist itkilerin, kısaca mekanik dindarlığın dünyasıdır. Bu kitap, akılcılık, mistiklik ve varoluşçuluğu sentezleyerek bunları kendi içinde harmanlayan akılcı bir din anlayışı sunmakta; Murad-ı İlahi'ye en uygun yol olarak 'gönül dindarlığı'nı ortaya koymakta ve Müslümanların neden Allah'ın muradını bireysel ve toplumsal uzanımlarıyla gerçek manada anlayıp hayata geçiremediklerinin çeşitli sebepleri üzerinde durmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat