Hasan Aycın, gülmenin özüne inmek için değil, gülmeye dokunarak asıl olgu ve olayları dışlaştırmak için çizgiyi, çizgi sanatını seçmiştir; kendini, "insan - şey - olay" ı, hayat anlayışını, dünya görüşünü ifade etme zorunluluğuyla, "Ya ben öleyim mi söylemeyince" ya da "Sevdiğimi söylemezsem sevme derdi beni boğar" diyen Yunus Emre'yi izlemek zorunda kalmıştır.Elinizdeki kitap, "Çizer Hasan Aycın'ın" değil, "Hasan Aycın olan çizer""in söz konusu zorunlulukları açtığı, açıkladığı "su gibi"" metinlerden oluşmaktadır.
Hasan Aycın, gülmenin özüne inmek için değil, gülmeye dokunarak asıl olgu ve olayları dışlaştırmak için çizgiyi, çizgi sanatını seçmiştir; kendini, "insan - şey - olay" ı, hayat anlayışını, dünya görüşünü ifade etme zorunluluğuyla, "Ya ben öleyim mi söylemeyince" ya da "Sevdiğimi söylemezsem sevme derdi beni boğar" diyen Yunus Emre'yi izlemek zorunda kalmıştır.Elinizdeki kitap, "Çizer Hasan Aycın'ın" değil, "Hasan Aycın olan çizer""in söz konusu zorunlulukları açtığı, açıkladığı "su gibi"" metinlerden oluşmaktadır.