Müsebbib, Safvet Nezihi'nin Sultan 2. Abdülhamit'in tahtan indirilmesinden hemen sonra yazdığı romandır. Romanda 1876-1908 yılları arasında gerçekleşen Çırağan Sarayı Baskını, Yeni Osmanlılar Cemiyeti'nin faaliyetleri ve İkinci Meşrutiyet'in ilânı üzerinden dönemin eleştirisi yapılır. Bunların yanında dönem içindeki savaşların yol açtığı tahribat, adalet sisteminde yaşanan ciddi aksaklıklar, sürgün, baskı ve hafiyelik Zülfikar Efendi ailesinin trajik öyküsü üzerinden kendisine yer bulan başlıca hususlardır. Zülfikar Efendi'nin torunu Rana ile evlenip aileye içgüveysi olarak katılan hafiye Nedim Paşa'nın 2. Meşrutiyet'in ilânından sonra söylediği şu sözler eserin içeriğini vermesi açısından önemlidir:
“Canım efendim, biz alât-ı icrâ‘iye idik. Müsebbib, müsebbib-i hakîkî… istibdad idi, heykel-i istibdâd idi; onu kaldırdınız. Alette kuvvâ-yı icrâ‘iye kalmadı. Mesuliyet müsebbibe aitti.“
Müsebbib, Safvet Nezihi'nin Sultan 2. Abdülhamit'in tahtan indirilmesinden hemen sonra yazdığı romandır. Romanda 1876-1908 yılları arasında gerçekleşen Çırağan Sarayı Baskını, Yeni Osmanlılar Cemiyeti'nin faaliyetleri ve İkinci Meşrutiyet'in ilânı üzerinden dönemin eleştirisi yapılır. Bunların yanında dönem içindeki savaşların yol açtığı tahribat, adalet sisteminde yaşanan ciddi aksaklıklar, sürgün, baskı ve hafiyelik Zülfikar Efendi ailesinin trajik öyküsü üzerinden kendisine yer bulan başlıca hususlardır. Zülfikar Efendi'nin torunu Rana ile evlenip aileye içgüveysi olarak katılan hafiye Nedim Paşa'nın 2. Meşrutiyet'in ilânından sonra söylediği şu sözler eserin içeriğini vermesi açısından önemlidir:
“Canım efendim, biz alât-ı icrâ‘iye idik. Müsebbib, müsebbib-i hakîkî… istibdad idi, heykel-i istibdâd idi; onu kaldırdınız. Alette kuvvâ-yı icrâ‘iye kalmadı. Mesuliyet müsebbibe aitti.“