Osmanlı tarihinde cemiyet bolluğu vardır. Fatih Sultan Mehmed devrinde, Buçuk Tepe'de vuku bulan ilk Yeniçeri isyanından sonra muhtelif devirlerde, muhtelif zümrelere mensup bir takım şahıslar toplanmışlar, hükûmetin ve hükümdarların mukadderatı üzerinde mühim roller oynamışlardır. Fakat bunların hiçbiri siyasi maksadı ihtiva eden birer teşekkül değildir. Ve hemen hepsi de, devlet erkânından hoşa gitmeyenleri iskat ve imha veyahut da padişahları ha'l ve iclas için vücuda gelmiştir. Hatta Tanzimat devrinden sonra gizlice teşekkül eden ve yakın tarihe Kuleli Vak'ası diye bir hadise kaydettiren Hüseyin Daim Paşa'nın cemiyeti de muntazam bir programa, oldukça mühim şahsiyetlerden mürekkep azalara malik olmakla beraber hakiki manasıyla bir siyasi cemiyet değildir. Ancak - bazı mübhem malûmattan anlıyoruz ki – İstanbul'da teşekkül eden ilk siyasi cemiyet, Sultan Hamid'in saltanat devrinin başlangıcında faaliyete geçmiştir.
Osmanlı tarihinde cemiyet bolluğu vardır. Fatih Sultan Mehmed devrinde, Buçuk Tepe'de vuku bulan ilk Yeniçeri isyanından sonra muhtelif devirlerde, muhtelif zümrelere mensup bir takım şahıslar toplanmışlar, hükûmetin ve hükümdarların mukadderatı üzerinde mühim roller oynamışlardır. Fakat bunların hiçbiri siyasi maksadı ihtiva eden birer teşekkül değildir. Ve hemen hepsi de, devlet erkânından hoşa gitmeyenleri iskat ve imha veyahut da padişahları ha'l ve iclas için vücuda gelmiştir. Hatta Tanzimat devrinden sonra gizlice teşekkül eden ve yakın tarihe Kuleli Vak'ası diye bir hadise kaydettiren Hüseyin Daim Paşa'nın cemiyeti de muntazam bir programa, oldukça mühim şahsiyetlerden mürekkep azalara malik olmakla beraber hakiki manasıyla bir siyasi cemiyet değildir. Ancak - bazı mübhem malûmattan anlıyoruz ki – İstanbul'da teşekkül eden ilk siyasi cemiyet, Sultan Hamid'in saltanat devrinin başlangıcında faaliyete geçmiştir.