Akıl mı, Kader mi?" adlı kitabımın akabinde "Mutlak İrade"yi yazarak, bilgilendirme görevimin sona erdiğini düşünüyorum. Bundan sonra şan, şöhret ve çıkar sağlayarak insanları aldatmaktan öte ne söyleyebilir ve ne yazabilirim ki?
Değişmeyen ve değiştirilmeyen bir gerçek karşısında ilim, bilim, teknoloji, güç, iktidar ve temel dayanağı olmayan dinsel faraziyelerin fikirsel ve iradesel bağlamda hiçbir dönüşüm sağlamadığı, özgürlük ve egemenliğin yaratıkları aşan ve asla ulaşılamayacak bir düş olduğunu göreceksiniz.
Bu kitap, hem dinsel hem de bilimsel olarak yaşamın gerçeklerini ve sırlarını öylesi somut kanıtlarla ortaya çıkarmaktadır ki, okudukça inanamayacak, bugüne kadar din ve bilim adamları ile politikacı ve iktidarlar tarafından şeytani hilelerle kandırıldığınızı anlayabileceksiniz.
Her ne dine, mezhebe, inanca, düşünceye, bilgiye, düzene ve anlayışa sahip olunursa olunsun, onun mutlaka gerçek yaşamda aranmalı, her şartta varlığının hakimliği sorgulanmalı ve sürekliliği dikkate alınarak değere tabi tutulmalıdır. Eğer nasal bir alemde değil de, doğum ve ölümü, açlığı ve tokluğu, acı ve mutluluğu bir arada taddığınız gerçek bir dünyada yaşıyorsanız!
"Mutlak İrade'yi okurknen yapacağınız mütalaayı, sahip olduğunu zannettiğiniz iradenizle, hayatınızla ve dünyanın gerçekleriyle mukayese ederek ve olaylara özdeşleştirerek yapmalısınız ki, doğru bir yargıya varabilesiniz.
Akıl mı, Kader mi?" adlı kitabımın akabinde "Mutlak İrade"yi yazarak, bilgilendirme görevimin sona erdiğini düşünüyorum. Bundan sonra şan, şöhret ve çıkar sağlayarak insanları aldatmaktan öte ne söyleyebilir ve ne yazabilirim ki?
Değişmeyen ve değiştirilmeyen bir gerçek karşısında ilim, bilim, teknoloji, güç, iktidar ve temel dayanağı olmayan dinsel faraziyelerin fikirsel ve iradesel bağlamda hiçbir dönüşüm sağlamadığı, özgürlük ve egemenliğin yaratıkları aşan ve asla ulaşılamayacak bir düş olduğunu göreceksiniz.
Bu kitap, hem dinsel hem de bilimsel olarak yaşamın gerçeklerini ve sırlarını öylesi somut kanıtlarla ortaya çıkarmaktadır ki, okudukça inanamayacak, bugüne kadar din ve bilim adamları ile politikacı ve iktidarlar tarafından şeytani hilelerle kandırıldığınızı anlayabileceksiniz.
Her ne dine, mezhebe, inanca, düşünceye, bilgiye, düzene ve anlayışa sahip olunursa olunsun, onun mutlaka gerçek yaşamda aranmalı, her şartta varlığının hakimliği sorgulanmalı ve sürekliliği dikkate alınarak değere tabi tutulmalıdır. Eğer nasal bir alemde değil de, doğum ve ölümü, açlığı ve tokluğu, acı ve mutluluğu bir arada taddığınız gerçek bir dünyada yaşıyorsanız!
"Mutlak İrade'yi okurknen yapacağınız mütalaayı, sahip olduğunu zannettiğiniz iradenizle, hayatınızla ve dünyanın gerçekleriyle mukayese ederek ve olaylara özdeşleştirerek yapmalısınız ki, doğru bir yargıya varabilesiniz.