Ingo Schulze, tarihin, dünya edebiyatının, sanatın efsunuyla yüklü bir kente, Sen Petersburg'a götürüyor okuru; ama artık o büyülü zamanlarda değiliz. Sen Petersburg ya da halkın deyişiyle Piter: yani bataklıktaki hayalet kent. Bu kentte bol bol içiliyor, sarhoş olunuyor, dayak yeniyor ve yumruk atılıyor. Kadınlar, karşı cinsi sadece “herifler, şehvet düşkünleri ve içki şişeleri“, erkekler ise hassas ruhları “yaşanan bir et ve ten ganimeti“ olarak tasavvur ediyor...
Ingo Schulze, tarihin, dünya edebiyatının, sanatın efsunuyla yüklü bir kente, Sen Petersburg'a götürüyor okuru; ama artık o büyülü zamanlarda değiliz. Sen Petersburg ya da halkın deyişiyle Piter: yani bataklıktaki hayalet kent. Bu kentte bol bol içiliyor, sarhoş olunuyor, dayak yeniyor ve yumruk atılıyor. Kadınlar, karşı cinsi sadece “herifler, şehvet düşkünleri ve içki şişeleri“, erkekler ise hassas ruhları “yaşanan bir et ve ten ganimeti“ olarak tasavvur ediyor...