Farabi, İslam dünyasında genel olarak antik tarzda felsefe geleneğinin, daha özel olarak da siyaset felsefesi veya felsefi siyaset geleneğinin kurucusu ve en önemli temsilcisidir. İbni Sina, İbni Bacce, İbni Tufeyl ve İbni Rüşd gibi ondan sonra gelen diğer ünlü Müslüman filozofların her şeyden çok siyaset felsefesi alanında Fârâbînin öğrencileri olduklarını söylemekte hiçbir beis yoktur. Orta Çağ'da gerek Doğu Müslüman, gerekse Batı Yahudi ve Hıristiyan siyaset filozofların temel problemi antik dünyadan miras aldıkları klasik politik öğretinin ne olduğunu anlamak, onu kendi özel dinlerinin politik öğretisinden ayırt etmek ve bu ikisi arasında bir ilişki arasında bir ilişki kurmak problemidir. Batı Hıristiyan dünyasında St. Thomas bunu Aristoteles'e ve onun politikasına dayanarak yapar. Doğu İslam dünyasında ise Farabi'nin bu teşebbüste bulunurken dayanağı, Platon ve onun politikaya ilişkin başlıca eserlerin olan Devlet ve Yasalardır. Orta Çağ Müslüman ve Hıristiyan dünyasının en büyük iki filozofunun bu farklı tercihleri, bu iki dünyada sonuçları günümüze kadar devam eden iki farklı siyaset felsefesi geleneğinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Fârâbî'nin siyaset felsefesi alanında çeşitli eserleri vardır. Bunlar arasında özellikle İdeal Devlet (al-Madina al-Fazıla), Medenî Siyaset (Siyasa Madaniyya), Fusul (Fusul al-Madani) zikredilebilir. Ancak bu eserler arasında Mutluğunun Kazanılması'nın (Tahsîl al-Saada) özel bir yeri olduğu Farabi araştırmacıları tarafından kabul edilmektedir. Onun Farabi'nin siyasete ilişkin eserleri arasında en olgunu, en önemlisi olduğu söylenmektedir.
Farabi, İslam dünyasında genel olarak antik tarzda felsefe geleneğinin, daha özel olarak da siyaset felsefesi veya felsefi siyaset geleneğinin kurucusu ve en önemli temsilcisidir. İbni Sina, İbni Bacce, İbni Tufeyl ve İbni Rüşd gibi ondan sonra gelen diğer ünlü Müslüman filozofların her şeyden çok siyaset felsefesi alanında Fârâbînin öğrencileri olduklarını söylemekte hiçbir beis yoktur. Orta Çağ'da gerek Doğu Müslüman, gerekse Batı Yahudi ve Hıristiyan siyaset filozofların temel problemi antik dünyadan miras aldıkları klasik politik öğretinin ne olduğunu anlamak, onu kendi özel dinlerinin politik öğretisinden ayırt etmek ve bu ikisi arasında bir ilişki arasında bir ilişki kurmak problemidir. Batı Hıristiyan dünyasında St. Thomas bunu Aristoteles'e ve onun politikasına dayanarak yapar. Doğu İslam dünyasında ise Farabi'nin bu teşebbüste bulunurken dayanağı, Platon ve onun politikaya ilişkin başlıca eserlerin olan Devlet ve Yasalardır. Orta Çağ Müslüman ve Hıristiyan dünyasının en büyük iki filozofunun bu farklı tercihleri, bu iki dünyada sonuçları günümüze kadar devam eden iki farklı siyaset felsefesi geleneğinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Fârâbî'nin siyaset felsefesi alanında çeşitli eserleri vardır. Bunlar arasında özellikle İdeal Devlet (al-Madina al-Fazıla), Medenî Siyaset (Siyasa Madaniyya), Fusul (Fusul al-Madani) zikredilebilir. Ancak bu eserler arasında Mutluğunun Kazanılması'nın (Tahsîl al-Saada) özel bir yeri olduğu Farabi araştırmacıları tarafından kabul edilmektedir. Onun Farabi'nin siyasete ilişkin eserleri arasında en olgunu, en önemlisi olduğu söylenmektedir.