Sardunyalar, begonviller, papatyalar ve güller...
Evleri saran beyaz sabun kokusu, Boğaz'dan esen ılık bir rüzgâr...
Tam da bunların ortasında hayatı, geçmişi ve geleceği paramparça olmuş “birileri”
Her gün yanından geçtiğimiz, dolmuşta yanına oturduğumuz, yanlışlıkla çarpıp geçtiğimiz birileri.
Hayatı bir küpeden değersiz,
Hiçbir konuda söz hakkı olmayan,
Kaderin duvarlara çarpa çarpa paramparça ettiği hayatların öyküleri.
Hepsi yarım kalmış, hepsi kaçırdıkları treninin ardından bakakalmış. Kimi pencere pervazına dayanmış kimi bir vişne ağacının gölgesinde donup kalmış.
“Sardunya Kokusu” hayatın kıyısında kalmışların bir bakışı, yarım gülüşü, keskin çığlığı. Sizleri zamanın havada asılı kaldığı anları görmeye, sessizlerin fısıltısını işitmeye davet ediyor.
Sardunyalar, begonviller, papatyalar ve güller...
Evleri saran beyaz sabun kokusu, Boğaz'dan esen ılık bir rüzgâr...
Tam da bunların ortasında hayatı, geçmişi ve geleceği paramparça olmuş “birileri”
Her gün yanından geçtiğimiz, dolmuşta yanına oturduğumuz, yanlışlıkla çarpıp geçtiğimiz birileri.
Hayatı bir küpeden değersiz,
Hiçbir konuda söz hakkı olmayan,
Kaderin duvarlara çarpa çarpa paramparça ettiği hayatların öyküleri.
Hepsi yarım kalmış, hepsi kaçırdıkları treninin ardından bakakalmış. Kimi pencere pervazına dayanmış kimi bir vişne ağacının gölgesinde donup kalmış.
“Sardunya Kokusu” hayatın kıyısında kalmışların bir bakışı, yarım gülüşü, keskin çığlığı. Sizleri zamanın havada asılı kaldığı anları görmeye, sessizlerin fısıltısını işitmeye davet ediyor.