Müzik Beğenisinde Yapısal Faktörler Üzerine Kişilik Duygular ve Tercihler

Stok Kodu:
9786052888568
Boyut:
16.00x24.00
Sayfa Sayısı:
156
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
49,98
39,98
9786052888568
385267
Müzik Beğenisinde Yapısal Faktörler Üzerine Kişilik Duygular ve Tercihler
Müzik Beğenisinde Yapısal Faktörler Üzerine Kişilik Duygular ve Tercihler
39.98

Tarih boyunca her tür müziğin nasıl olması gerektiği konusunda ileri sürülen görüşlerin en önemli bölümünü, müziğin neyi anlattığı, tasvir ettiği ya da resmini çizdiği zaman güzel olacağı oluşturdu. Neredeyse tüm kuramcılar, müzik yazarları ve besteciler bunu tartıştı ve herkes kendine göre bir model yarattı. Buna bağlı olarak müziğin konusal gerecinin de ne olması gerektiği üzerinde düşünüldü. Aslında çok şey anlattığı ve müziğin tek başına değerlendirilebilecek birşey olmadığı anlaşıldığında bunun peşinin bırakılması gerekirdi ama olmadı. Kabaca müzik kültürdür, sanattır, halktır, inançtır, eğlencedir, kültürel sermayedir, iletişimdir. Bu yüzden insan yaşamında çok önemli bir yeri vardır ve anlattığı şeylerin bu denli fazla olması doğaldır. Müzik Psikolojisi şemsiyesi altında başlayan çalışmalar günümüzde farklı tanımlarla, alt disiplinlerle gelişmeyi sürdürüyor. Müzik incelemesinde bilişsel yöntem ve teknik dendiğinde akla önce inanılmaz hacim ve çeşitlilikte konular gelir. Çalışmayla ilgili literatür ve ele alınan konunun modellemesinde farklı sorunların kendini göstermesi kaçınılmazdır. Bilişsel müzikoloji, disiplinlerarası bir alandır. Bu yüzden çalışması güçtür belki ama elde edilecek sonuçların tutarlı olma yüzdesi oldukça yüksektir. Yıllar önce müzik beğenisinin ölçülebilirliği üzerinde yaptığım çalışmalar, bu alanda bir ilkti ve öğrencilerimle birlikte birbiri ardına başarılı doktora çalışmalarına imza attık. Barış Erdal'ın müzik beğenisi ve kişilik bağlantısı üzerine getirdiği doktora tez konusu önerisine ise başlangıcta oldukça kuşkuyla yaklaştığımı belirtmeliyim. Gerek literatür, gerekse çalışma ekibini kurma süresi olarak kendisine altı aylık bir süre verip, bu sürenin sonunda ikna olmazsam konuyu rafa kaldıracağımızı da bildirmiştim. Alanında ülkemizde bir ilk olan bu kitap yayımlandığına ve ben de bir kapak yazısı yazdığıma göre, bu sürecin nasıl sonuçlandığını söylememe gerek yok sanırım. Gerek bu alanda çalışmayı düşünen akademisyenler, gerekse konuya ilgi duyan lisansüstü öğrencilere yararlı olması dileğiyle.

Tarih boyunca her tür müziğin nasıl olması gerektiği konusunda ileri sürülen görüşlerin en önemli bölümünü, müziğin neyi anlattığı, tasvir ettiği ya da resmini çizdiği zaman güzel olacağı oluşturdu. Neredeyse tüm kuramcılar, müzik yazarları ve besteciler bunu tartıştı ve herkes kendine göre bir model yarattı. Buna bağlı olarak müziğin konusal gerecinin de ne olması gerektiği üzerinde düşünüldü. Aslında çok şey anlattığı ve müziğin tek başına değerlendirilebilecek birşey olmadığı anlaşıldığında bunun peşinin bırakılması gerekirdi ama olmadı. Kabaca müzik kültürdür, sanattır, halktır, inançtır, eğlencedir, kültürel sermayedir, iletişimdir. Bu yüzden insan yaşamında çok önemli bir yeri vardır ve anlattığı şeylerin bu denli fazla olması doğaldır. Müzik Psikolojisi şemsiyesi altında başlayan çalışmalar günümüzde farklı tanımlarla, alt disiplinlerle gelişmeyi sürdürüyor. Müzik incelemesinde bilişsel yöntem ve teknik dendiğinde akla önce inanılmaz hacim ve çeşitlilikte konular gelir. Çalışmayla ilgili literatür ve ele alınan konunun modellemesinde farklı sorunların kendini göstermesi kaçınılmazdır. Bilişsel müzikoloji, disiplinlerarası bir alandır. Bu yüzden çalışması güçtür belki ama elde edilecek sonuçların tutarlı olma yüzdesi oldukça yüksektir. Yıllar önce müzik beğenisinin ölçülebilirliği üzerinde yaptığım çalışmalar, bu alanda bir ilkti ve öğrencilerimle birlikte birbiri ardına başarılı doktora çalışmalarına imza attık. Barış Erdal'ın müzik beğenisi ve kişilik bağlantısı üzerine getirdiği doktora tez konusu önerisine ise başlangıcta oldukça kuşkuyla yaklaştığımı belirtmeliyim. Gerek literatür, gerekse çalışma ekibini kurma süresi olarak kendisine altı aylık bir süre verip, bu sürenin sonunda ikna olmazsam konuyu rafa kaldıracağımızı da bildirmiştim. Alanında ülkemizde bir ilk olan bu kitap yayımlandığına ve ben de bir kapak yazısı yazdığıma göre, bu sürecin nasıl sonuçlandığını söylememe gerek yok sanırım. Gerek bu alanda çalışmayı düşünen akademisyenler, gerekse konuya ilgi duyan lisansüstü öğrencilere yararlı olması dileğiyle.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat