“Biliyor musun, senin geleceğini, utanıp diyememiştim. Demek insan eşine bir evladının olacağını söylemekten utanabilirmiş. Ben şimdi seni nasıl büyüteceğim? Hangi ninni, hangi masallarla seni avutacağım? Sen şehit oğlu oldun, baban bizi cennette bekliyor mu diyeceğim? Ellerin çocukları babalarının ellerinden tutup gezerken senin bir elin boş mu kalacak?
Hayır, senin diğer elini melekler tutacak yavrum!
Biliyor musun akşam yemeğinden sonra sanki babanı Allah konuşturdu.
‘Hanım bir duş alıp iki rekât namaz kılayım, Allâh'u âlem ben bugün şehit olacağım' dedi. Ben de bir şey diyemedim. Sadece ‘Sen şehit olursan bize kim bakar?' dedim.
‘Allah bize yeter' dedi.”
“Biliyor musun, senin geleceğini, utanıp diyememiştim. Demek insan eşine bir evladının olacağını söylemekten utanabilirmiş. Ben şimdi seni nasıl büyüteceğim? Hangi ninni, hangi masallarla seni avutacağım? Sen şehit oğlu oldun, baban bizi cennette bekliyor mu diyeceğim? Ellerin çocukları babalarının ellerinden tutup gezerken senin bir elin boş mu kalacak?
Hayır, senin diğer elini melekler tutacak yavrum!
Biliyor musun akşam yemeğinden sonra sanki babanı Allah konuşturdu.
‘Hanım bir duş alıp iki rekât namaz kılayım, Allâh'u âlem ben bugün şehit olacağım' dedi. Ben de bir şey diyemedim. Sadece ‘Sen şehit olursan bize kim bakar?' dedim.
‘Allah bize yeter' dedi.”