Mondros Mütarekesi gereği İstanbul İngilizlerce işgal edilmiş, sıra, güzel İzmir'e gelmiştir. Çanakkale Arslanlarından Binbaşı Tevfik ve cephe arkadaşları İzmir'de vazifelendirilmişlerdir. Görevleri, Yunanlılar tarafından İzmir işgal edilirken oluşabilecek tepkilere karşı halkı sakinleştirmek ve işgalin hiç bir sorun yaşanmadan yapılmasına yardımcı olmaktır.
Tevfik ve arkadaşları İzmir'e gelirler. Vatanına sevdalı bu insanlar kat'i emri uygulayabilecekler midir acaba ?
Gelibolu'da emsalsiz bir direniş gösteren Türk askeri; elbette ki aynı direnişi, vatan toprağını ahtapot gibi sarmaya başlayan işgalcilere karşı da gösterecektir. Yine canını hiçe sayacak, yine düşman ordusu üzerine yürüyecek; hoyrat çizmeleri kovmaya, çiçek kokulu topraklarını barut kokularından arındırmaya and içecektir.
Ey, Şehr-i İstanbul. Ey, kainatın en güzel diyarı… Sen değil misin dünyayı cazibedarına sürükleyen… Sen değil misin uğruna nice kanlar dökülen… Ne var ki; sen, Sultanahmed-i Ayasofya'ya sevdalısın ezelinden. Süleymaniye'yi şahit tutmuşsun bu sonsuz aşkına, Mihrimah'ın sırrına ererken. Bak, uykusuz gecelere mahkum ettiğin Fatih selam veriyor, sen şiirlerini okurken…
Mondros Mütarekesi gereği İstanbul İngilizlerce işgal edilmiş, sıra, güzel İzmir'e gelmiştir. Çanakkale Arslanlarından Binbaşı Tevfik ve cephe arkadaşları İzmir'de vazifelendirilmişlerdir. Görevleri, Yunanlılar tarafından İzmir işgal edilirken oluşabilecek tepkilere karşı halkı sakinleştirmek ve işgalin hiç bir sorun yaşanmadan yapılmasına yardımcı olmaktır.
Tevfik ve arkadaşları İzmir'e gelirler. Vatanına sevdalı bu insanlar kat'i emri uygulayabilecekler midir acaba ?
Gelibolu'da emsalsiz bir direniş gösteren Türk askeri; elbette ki aynı direnişi, vatan toprağını ahtapot gibi sarmaya başlayan işgalcilere karşı da gösterecektir. Yine canını hiçe sayacak, yine düşman ordusu üzerine yürüyecek; hoyrat çizmeleri kovmaya, çiçek kokulu topraklarını barut kokularından arındırmaya and içecektir.
Ey, Şehr-i İstanbul. Ey, kainatın en güzel diyarı… Sen değil misin dünyayı cazibedarına sürükleyen… Sen değil misin uğruna nice kanlar dökülen… Ne var ki; sen, Sultanahmed-i Ayasofya'ya sevdalısın ezelinden. Süleymaniye'yi şahit tutmuşsun bu sonsuz aşkına, Mihrimah'ın sırrına ererken. Bak, uykusuz gecelere mahkum ettiğin Fatih selam veriyor, sen şiirlerini okurken…