Mahallenin yaramaz çocukları Hoca'ya oyun etmek için aralarında anlaşmışlar. Amaçları, Hoca'yı bir ağaca çıkardıktan sonra pabuçlarını alıp kaçmakmış. Uygun anı kollayarak, Hoca'nın yolunu gözlemeye başlamışlar. Sonunda Hoca yolun ucundan görününce, onun duyabileceği bir sesle aralarında konuşmaya başlamışlar.
“Bu ağaca kimse çıkamaz,“ diye bahse tutuşur gibi kızıştırarak ortalığı, tartışmanın içine çekmeye çalışmışlar Hoca'yı. “Ben çıkarım,“ demiş Hoca. Çocukların kurnazlığını bildiği için de, sokmuş pabuçlarını koynuna, başlamış ağaca tırmanmaya.
Çocuklar seslenmişler: “Aman Hocam, pabuçları niye aldın yanına? Ağaçta ne yapacaksın pabuçlarınla?“ Hoca kurnazlıkla gülmüş: “Belli olmaz ki çocuklar, bakarsınız ağaçtan öte yol vardır!“
Mahallenin yaramaz çocukları Hoca'ya oyun etmek için aralarında anlaşmışlar. Amaçları, Hoca'yı bir ağaca çıkardıktan sonra pabuçlarını alıp kaçmakmış. Uygun anı kollayarak, Hoca'nın yolunu gözlemeye başlamışlar. Sonunda Hoca yolun ucundan görününce, onun duyabileceği bir sesle aralarında konuşmaya başlamışlar.
“Bu ağaca kimse çıkamaz,“ diye bahse tutuşur gibi kızıştırarak ortalığı, tartışmanın içine çekmeye çalışmışlar Hoca'yı. “Ben çıkarım,“ demiş Hoca. Çocukların kurnazlığını bildiği için de, sokmuş pabuçlarını koynuna, başlamış ağaca tırmanmaya.
Çocuklar seslenmişler: “Aman Hocam, pabuçları niye aldın yanına? Ağaçta ne yapacaksın pabuçlarınla?“ Hoca kurnazlıkla gülmüş: “Belli olmaz ki çocuklar, bakarsınız ağaçtan öte yol vardır!“