Günlerden bir gün Nasrettin Hoca eşeğininn sırtında evine dönüyordu. Eve yaklaşmıştı ki eşeğin ayağı bir taşa takıldı. Zavallı Hoca tepesi üstü eşekten düştü.
Eşekte düşen ve üstü başı toz içinde kalan Hoca'nın durumu görülmeye değerdi. Sokakta oynayan çocuklar hemen Nasrettin Hoca'nın yanına koşup gülüşmeye başladılar. “Hay! Hay! Ha! Hoca nasıl da düştü?!“ “Hoh! Hon! Ho! Aman ne kadar gülünç!“ “Hih! Hih! Hi! Ay gülmekten çatlayacağım.“
Günlerden bir gün Nasrettin Hoca eşeğininn sırtında evine dönüyordu. Eve yaklaşmıştı ki eşeğin ayağı bir taşa takıldı. Zavallı Hoca tepesi üstü eşekten düştü.
Eşekte düşen ve üstü başı toz içinde kalan Hoca'nın durumu görülmeye değerdi. Sokakta oynayan çocuklar hemen Nasrettin Hoca'nın yanına koşup gülüşmeye başladılar. “Hay! Hay! Ha! Hoca nasıl da düştü?!“ “Hoh! Hon! Ho! Aman ne kadar gülünç!“ “Hih! Hih! Hi! Ay gülmekten çatlayacağım.“