Natüralizmin Olanaklılığı Çağdaş İnsan Bilimlerinin Felsefi Eleştirisi
Natüralizmin Olanaklığı sonradan 'eleştirel realizm' olarak adlandırılacak olan (ki bu adlandırmayı bizzat Roy Bhaskar da kabul etmiştir) düşünce akımın bilhassa sosyal bilimler felsefesi alanındaki paradigma kurucu metnidir. Yayımlanmasından buyana geçen yaklaşık 35 yıllık süre içerisnde başta Margaret S. Archer, Andrew Sayer, Tony Lawson, Peter Manicas gibi önemli isimler olmak üzere pek çok sosyal bilincinin (sosyal -) bilim kavrayışına ve emrik çalışmalarına yön veren bu çalışmanın bugüğn artık bir klasik eser vasfına eriştiği rahatlıkla söylenebilir. Öte yandan sosyal teorinin en temel meselelerinden biri olan yapı-fail meselesine dair Bhaskar'ın ve genel olarak eleştirel realizmin söyleyecek çok şeyi olduğu da görülecektir.
Bhaskar'ın yolunu açtığı pozitivist olmayan bir natüralizm arayışının ve bu amaçla gerçekleştirdiği sağlam temellendirmenin Türkiye'nin hala pozitivizm hermeneutik verimsiz ikilemine sıkışmış vaziyetteki sosyal bilim iklimi açısından zihin açıcı olduğu söylenmelidir. Öte yandan Türkiye'de henüz yeni yeni dile getirilmeye başlanan eleştirel-realist verimler ile Pierre Bourdieu külliyatı arasında kurulacak bir diyalogun oldukça önemli sonuçalara gebe olduğunuda bilhassa vurgulamak gerekir. Nitekim ilişkisel sosyal bilim kavrayışının bu en temel düzergahlarını diyaloğa sokmaya dönük son dönemlerde ciddi giriişimler söz konusudur. Dolayısıyla bu çalışmayı Türkiye'nin ilişkisel sosyal bilim literatürüne bir katkı olarak okumak mümkündür.
Natüralizmin Olanaklığı sonradan 'eleştirel realizm' olarak adlandırılacak olan (ki bu adlandırmayı bizzat Roy Bhaskar da kabul etmiştir) düşünce akımın bilhassa sosyal bilimler felsefesi alanındaki paradigma kurucu metnidir. Yayımlanmasından buyana geçen yaklaşık 35 yıllık süre içerisnde başta Margaret S. Archer, Andrew Sayer, Tony Lawson, Peter Manicas gibi önemli isimler olmak üzere pek çok sosyal bilincinin (sosyal -) bilim kavrayışına ve emrik çalışmalarına yön veren bu çalışmanın bugüğn artık bir klasik eser vasfına eriştiği rahatlıkla söylenebilir. Öte yandan sosyal teorinin en temel meselelerinden biri olan yapı-fail meselesine dair Bhaskar'ın ve genel olarak eleştirel realizmin söyleyecek çok şeyi olduğu da görülecektir.
Bhaskar'ın yolunu açtığı pozitivist olmayan bir natüralizm arayışının ve bu amaçla gerçekleştirdiği sağlam temellendirmenin Türkiye'nin hala pozitivizm hermeneutik verimsiz ikilemine sıkışmış vaziyetteki sosyal bilim iklimi açısından zihin açıcı olduğu söylenmelidir. Öte yandan Türkiye'de henüz yeni yeni dile getirilmeye başlanan eleştirel-realist verimler ile Pierre Bourdieu külliyatı arasında kurulacak bir diyalogun oldukça önemli sonuçalara gebe olduğunuda bilhassa vurgulamak gerekir. Nitekim ilişkisel sosyal bilim kavrayışının bu en temel düzergahlarını diyaloğa sokmaya dönük son dönemlerde ciddi giriişimler söz konusudur. Dolayısıyla bu çalışmayı Türkiye'nin ilişkisel sosyal bilim literatürüne bir katkı olarak okumak mümkündür.