“Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar Türk Dünyası'nın en büyük ortak paydası, Tasavvuf'tur. Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana, Şems, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Akşemseddin, Hacı Bayram Veli… Kalbimizin tabipleridir.
Kalbini güzelleştirmek isteyenlerden pek çoğu, tasavvufa yöneliyor ve sosyal medyadan yararlanmaya çalışıyor ancak medyanın bu bölümünde Şems de dâhil olmak üzere, toplumu biçimlendiren gönül insanlarına atfedilen sözlerin büyük kısmı onlara ait değil, uydurma. Şems-i Tebrîzî, oryantalist görüşlü entelektüellerin bazıları tarafından, kendisi için yazılanları duysa “pes” derdi.
Mevlevî yolunda seyreden Kıymetli Ayşe Ertübey Hanımefendi'nin “Naz Makamında Aşk” adlı eseri, Şems-i Tebrizi'yi, Şems-Mevlâna ilişkisini ve Mevlevilik Yolu'nu kaynaklara dayalı olarak anlatıyor. Gönül gücü zayıflamış olan modern zaman insanına Mevlana'nın ve Şems'in mesajlarıyla umut aşısı yapıyor.”
“Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar Türk Dünyası'nın en büyük ortak paydası, Tasavvuf'tur. Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana, Şems, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Akşemseddin, Hacı Bayram Veli… Kalbimizin tabipleridir.
Kalbini güzelleştirmek isteyenlerden pek çoğu, tasavvufa yöneliyor ve sosyal medyadan yararlanmaya çalışıyor ancak medyanın bu bölümünde Şems de dâhil olmak üzere, toplumu biçimlendiren gönül insanlarına atfedilen sözlerin büyük kısmı onlara ait değil, uydurma. Şems-i Tebrîzî, oryantalist görüşlü entelektüellerin bazıları tarafından, kendisi için yazılanları duysa “pes” derdi.
Mevlevî yolunda seyreden Kıymetli Ayşe Ertübey Hanımefendi'nin “Naz Makamında Aşk” adlı eseri, Şems-i Tebrizi'yi, Şems-Mevlâna ilişkisini ve Mevlevilik Yolu'nu kaynaklara dayalı olarak anlatıyor. Gönül gücü zayıflamış olan modern zaman insanına Mevlana'nın ve Şems'in mesajlarıyla umut aşısı yapıyor.”