"Sanki hayatımız bir pazıl ve durmadan bu pazılda bir şeyler eksik oluyor, bir araya gelinmiyor" 1990'ları belirleyen toplumsal değişimlerden biri, zorunlu göç idi. Milyonlarca vatandaşın toprağını, evini, sahip olduğu her şeyi geride bırakarak, belirsiz bir geleceğe doğru göç ettirildiği yıllar. Zorunlu göç, hem toplumsal ve siyasal hem de kişisel bir travma olarak yaşandı, henüz bu travmanın boyutlarını tam olarak bilemiyoruz. Elinizdeki kitap, kadınların zorunlu göçü nasıl deneyimlediklerini ortaya koyuyor. Bir sabah akraba ziyareti için komşu köye gidip bir daha evine dönememek, kardeşlerini yeniden bulduğunda onlarla aynı dili konuşamadıklarını fark etmek, en çok ihtiyacı olan yaşlarda anne ya da babasından ayrı kalmak... Yerinden yurdundan edilmiş bu kadınların hikayelerini dinleyerek hem büyük bir mağduriyetin ama hem de etkileyici bir yaşam mücadelesinin izini sürüyoruz...
"Sanki hayatımız bir pazıl ve durmadan bu pazılda bir şeyler eksik oluyor, bir araya gelinmiyor" 1990'ları belirleyen toplumsal değişimlerden biri, zorunlu göç idi. Milyonlarca vatandaşın toprağını, evini, sahip olduğu her şeyi geride bırakarak, belirsiz bir geleceğe doğru göç ettirildiği yıllar. Zorunlu göç, hem toplumsal ve siyasal hem de kişisel bir travma olarak yaşandı, henüz bu travmanın boyutlarını tam olarak bilemiyoruz. Elinizdeki kitap, kadınların zorunlu göçü nasıl deneyimlediklerini ortaya koyuyor. Bir sabah akraba ziyareti için komşu köye gidip bir daha evine dönememek, kardeşlerini yeniden bulduğunda onlarla aynı dili konuşamadıklarını fark etmek, en çok ihtiyacı olan yaşlarda anne ya da babasından ayrı kalmak... Yerinden yurdundan edilmiş bu kadınların hikayelerini dinleyerek hem büyük bir mağduriyetin ama hem de etkileyici bir yaşam mücadelesinin izini sürüyoruz...