Nalan Barbarosoğlu, ilk öykü kitabı Ne Kadar da Güzeldir Gitmek'te, herhangi bir zamanda, bir yerinden yaralanmış yaşamların kırılma noktasına eğiliyor. Küçük kırgınlıkların, sevinçlerin, yıkım ve düşlerin, yüzeyin altındaki, alt yaşantılardaki dönüşümlerini anlatıyor. Ayrıntıların, sözcüklerin ötesinde o yaşamlardan kalan tortuyu derinlemesine sezdiriyor okura ve kitap boyunca bir hüzün iklimi yaratıyor. Nalan Barbarosoğlu için 'gitmek, özgürlüktür'. Gidebilmek, özgürlüğe açılan kapıdır. Onun öykü kişileri -kadınları- hep bir yerlere giden, gidecek olan kişilerdir. Öykünün sonunda fazla yol almadan da olsa, o an bulundukları yerin az ya da çok uzağına gideceklerdir kesinkes. Söylemleri buna yöneliktir. Tüm yaşamlarını bilmesek de gündelik yaşamın ayrıntıları içinde küçük gibi görünen, değip geçiveren, ama temelde önemli kadınlık durumlarını yansıtan acıtıcı söylemleriyle bizi sarsan bu kişiler için vardıkları noktadan çok, aldıkları yol önemlidir. Nalan Barbarosoğlu, bu ilk kitabındaki öykülerinin olgunlukları, taşıdıkları duygu yükü, yapısal sağlamlıkları ve imgelerle zenginleşmiş bir dili kullanmaktaki başarısı ile ustalık çizgisinde duruyor ve bize, doğuştan bir öykücü olduğunu kanıtlıyor.
Nalan Barbarosoğlu, ilk öykü kitabı Ne Kadar da Güzeldir Gitmek'te, herhangi bir zamanda, bir yerinden yaralanmış yaşamların kırılma noktasına eğiliyor. Küçük kırgınlıkların, sevinçlerin, yıkım ve düşlerin, yüzeyin altındaki, alt yaşantılardaki dönüşümlerini anlatıyor. Ayrıntıların, sözcüklerin ötesinde o yaşamlardan kalan tortuyu derinlemesine sezdiriyor okura ve kitap boyunca bir hüzün iklimi yaratıyor. Nalan Barbarosoğlu için 'gitmek, özgürlüktür'. Gidebilmek, özgürlüğe açılan kapıdır. Onun öykü kişileri -kadınları- hep bir yerlere giden, gidecek olan kişilerdir. Öykünün sonunda fazla yol almadan da olsa, o an bulundukları yerin az ya da çok uzağına gideceklerdir kesinkes. Söylemleri buna yöneliktir. Tüm yaşamlarını bilmesek de gündelik yaşamın ayrıntıları içinde küçük gibi görünen, değip geçiveren, ama temelde önemli kadınlık durumlarını yansıtan acıtıcı söylemleriyle bizi sarsan bu kişiler için vardıkları noktadan çok, aldıkları yol önemlidir. Nalan Barbarosoğlu, bu ilk kitabındaki öykülerinin olgunlukları, taşıdıkları duygu yükü, yapısal sağlamlıkları ve imgelerle zenginleşmiş bir dili kullanmaktaki başarısı ile ustalık çizgisinde duruyor ve bize, doğuştan bir öykücü olduğunu kanıtlıyor.