Azize tekrar söz söyleyerek : "Bize akıl ve hırstan bahset" dedi. O da cevap verdi: Ruhlarınız nice nice zamanlar bir harp sahnesidir ve burada aklınız ve muhakemeniz hırs ve şehvetinize karşı savaşlara girer. Elimden gelseydi, ruhunuz içinde barış sağlamak, unsurlarınız arasındaki ahenksizliği ve rakipliği birliğe ve ahenke çevirmek isterdim.
Fakat ne mümkün? Çünkü sizinde barışçı olmanız, hatta unsurlarınızı sevmeniz gerekir.
Aklınız ve hırsınız deryalara düşen ruhunuzun dümeni ve yelkenleridir.
Dümeniniz kırılır ve yelkenleriniz parçalanırsa, ancak çarpınır ve çırpınır, yahut denizin ortasında duraklarsınız. Çünkü akıl tek başına hüküm sürerse, bağlayıcı kuvvet olur ve hırs, bakımsız kalırsa, kendini mahcedinceye kadar yanan bir aleve benzer.
Onun için ruhunuzu bırakınız, hırsınızı bütün hızıyla aklınızı şahikalara kadar yükseltsin, o da orada terennüm etsin. Ruhlarınız hırslarınıza aklınızla yol göstersin ki onlarda her gün öldükten sonra dirilerek yaşasın ve bir anka gibi kendi küllerinin üzerinden kalksın.
Dilerim ki, muhakemenizi ve hırsınızı, evinize gelen iki aziz misafir gibi karşılayasınız.
Azize tekrar söz söyleyerek : "Bize akıl ve hırstan bahset" dedi. O da cevap verdi: Ruhlarınız nice nice zamanlar bir harp sahnesidir ve burada aklınız ve muhakemeniz hırs ve şehvetinize karşı savaşlara girer. Elimden gelseydi, ruhunuz içinde barış sağlamak, unsurlarınız arasındaki ahenksizliği ve rakipliği birliğe ve ahenke çevirmek isterdim.
Fakat ne mümkün? Çünkü sizinde barışçı olmanız, hatta unsurlarınızı sevmeniz gerekir.
Aklınız ve hırsınız deryalara düşen ruhunuzun dümeni ve yelkenleridir.
Dümeniniz kırılır ve yelkenleriniz parçalanırsa, ancak çarpınır ve çırpınır, yahut denizin ortasında duraklarsınız. Çünkü akıl tek başına hüküm sürerse, bağlayıcı kuvvet olur ve hırs, bakımsız kalırsa, kendini mahcedinceye kadar yanan bir aleve benzer.
Onun için ruhunuzu bırakınız, hırsınızı bütün hızıyla aklınızı şahikalara kadar yükseltsin, o da orada terennüm etsin. Ruhlarınız hırslarınıza aklınızla yol göstersin ki onlarda her gün öldükten sonra dirilerek yaşasın ve bir anka gibi kendi küllerinin üzerinden kalksın.
Dilerim ki, muhakemenizi ve hırsınızı, evinize gelen iki aziz misafir gibi karşılayasınız.