“İmanın müdahil olmadığı bir hayat; küfür, tuğyan ve şirkin egemenliğinde çölleşerek anlamını yitiren,beyhude yaşanan, boş ve anlamsız bir hayattır. İman nimeti, küçümsenmeyecek, kadri bilinmesi gereken bir nimettir. Hayatta hiçbir şeye malik kılınmamış olsa bile iman nimeti kul için yeterli bir azıktır.
Allah-u Teala, imana talip olup, nimete kavuşan kullarını zaman zaman bir takım sıkıntılarla dener. Öyle kibela ve musibetler, bazen hesap edemediğimiz şekilde bardaktan boşanırcasına yağmaya başlar.“Nehirlerin Kıyısında” kulluk ekseninde bir hayatı yaşamak için ahseni takvim üzere yaratılanlar olarak bu yolda imanımızla yılgınlığa kapı aralamadan, nefsin hegemonya kurmasına da fırsat vermeden istikametüzere hareket etmeli, sorumluluklarımızı harfiyen yerine getirmek için gayret sarf etmeliyiz.
“İmanın müdahil olmadığı bir hayat; küfür, tuğyan ve şirkin egemenliğinde çölleşerek anlamını yitiren,beyhude yaşanan, boş ve anlamsız bir hayattır. İman nimeti, küçümsenmeyecek, kadri bilinmesi gereken bir nimettir. Hayatta hiçbir şeye malik kılınmamış olsa bile iman nimeti kul için yeterli bir azıktır.
Allah-u Teala, imana talip olup, nimete kavuşan kullarını zaman zaman bir takım sıkıntılarla dener. Öyle kibela ve musibetler, bazen hesap edemediğimiz şekilde bardaktan boşanırcasına yağmaya başlar.“Nehirlerin Kıyısında” kulluk ekseninde bir hayatı yaşamak için ahseni takvim üzere yaratılanlar olarak bu yolda imanımızla yılgınlığa kapı aralamadan, nefsin hegemonya kurmasına da fırsat vermeden istikametüzere hareket etmeli, sorumluluklarımızı harfiyen yerine getirmek için gayret sarf etmeliyiz.