Nihad Bey başka bir adıyla Mir Nihad, 19. yüzyılda yaşamış divan şairlerinden ve devletin üst kademelerinde görev yapanlarla olan dostluk ve diyaloğu, davranışları, nükteleri, cesareti, hicvi ve şiirleriyle yaşadığı dönemin dikkate değer isimlerden biridir.
Kendisi ve Divançesi ile ilgili olarak bugüne kadar yapılmış müstakil bir çalışma bulunmamaktadır. Yaptığımız bu çalışma ile onun hayatını ve şiirlerini gün yüzüne çıkararak 19. yüzyıl divan şiiri sahasında önemli bir boşluğu doldurduğumuza inanmaktayız.
Biyografik eserlerden ve onunla ilgili bilgi veren yakın dostlarının anlatımlarından, yaşadığı dönemde çevresinde şiirlerinden çok latifelerinin konuşulduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, dikkatleri onun şiirinden çok latifelerine yönlendirmiş ve yaşadığı dönemde latifecilik yönünün şairlik yönünün önüne geçmesine neden olmuştur. Oysa şiirleri incelendiğinde, tamamı aynı kalitede olmasa da büyük bir kısmının dönemine göre başarılı örnekler olduğu görülür. Onun hayatını ve divanını konu olarak seçmemizin sebebi şiirleriyle ilgili yaptığımız bu tespittir.
Aşağıdaki beyitler onun şairlik vasfını gösteren örneklerdendir:
Bir eser kasdın edüp arz eyle nazmun ey Nihad
Ehl-i aşka yadigarun olsun asarun senün
***
Canı canana feda etmek muradum olmasa
Saklamazdum sînem içre canı cananum gibi
***
Bir goncaya bir hara nigah eyledi bülbül
Derdi iki oldugına ah eyledi bülbül
Nihad Bey başka bir adıyla Mir Nihad, 19. yüzyılda yaşamış divan şairlerinden ve devletin üst kademelerinde görev yapanlarla olan dostluk ve diyaloğu, davranışları, nükteleri, cesareti, hicvi ve şiirleriyle yaşadığı dönemin dikkate değer isimlerden biridir.
Kendisi ve Divançesi ile ilgili olarak bugüne kadar yapılmış müstakil bir çalışma bulunmamaktadır. Yaptığımız bu çalışma ile onun hayatını ve şiirlerini gün yüzüne çıkararak 19. yüzyıl divan şiiri sahasında önemli bir boşluğu doldurduğumuza inanmaktayız.
Biyografik eserlerden ve onunla ilgili bilgi veren yakın dostlarının anlatımlarından, yaşadığı dönemde çevresinde şiirlerinden çok latifelerinin konuşulduğu anlaşılmaktadır. Bu durum, dikkatleri onun şiirinden çok latifelerine yönlendirmiş ve yaşadığı dönemde latifecilik yönünün şairlik yönünün önüne geçmesine neden olmuştur. Oysa şiirleri incelendiğinde, tamamı aynı kalitede olmasa da büyük bir kısmının dönemine göre başarılı örnekler olduğu görülür. Onun hayatını ve divanını konu olarak seçmemizin sebebi şiirleriyle ilgili yaptığımız bu tespittir.
Aşağıdaki beyitler onun şairlik vasfını gösteren örneklerdendir:
Bir eser kasdın edüp arz eyle nazmun ey Nihad
Ehl-i aşka yadigarun olsun asarun senün
***
Canı canana feda etmek muradum olmasa
Saklamazdum sînem içre canı cananum gibi
***
Bir goncaya bir hara nigah eyledi bülbül
Derdi iki oldugına ah eyledi bülbül