Sovyet ifadesi Çarlık Rusya'sında da (1547-1721) kullanılan ve “konsey” anlamına gelen Rusça bir sözcüktür. Bu sözcüğün sosyalist ekonomik sistemle olan ilişkisi ise Lenin'in 1917 yılında başlattığı “tüm iktidar konseylere” sloganıyla ortaya çıkmış ve dünya tarihinde de önemli bir yer edinmiştir. Ancak devrimden sadece iki ay sonra bu tarihi dönüşüm süreci Maksim Gorki tarafından eleştirilecekti: "İktidar, Sovyetlere sadece kâğıt üzerinde geçti, yoksa gerçekte değil.” (Anweiler, 1990: 23-7, 280).
Sovyetler Birliği'nin kurucusu olarak kabul edilen Lenin'e göre sosyalizm, tüm halkın çıkarına hizmet etmek için örgütlenmiş devlet tekelidir. Bu tekelci devlet, sosyalizm için tam maddi hazırlık sürecinde önemli bir rol üstlenmiştir (Fine vd., 1993:114-5). Bu açıdan sosyalizmin bütün amacı özel sermayeyi, kolektif tek bir sermaye haline getirmekten ibarettir. Bu amacın felsefi temelinde yer alan görüş ise sosyalizmin, kapitalist mülkiyetin haksız bir şekilde elde edildiğidir. Kapitalist mülkiyetin oluşturulmasına yöneltilen eleştirilerin de özünü oluşturan bu mülkiyet anlayışı, sosyalist yaklaşımda devletin mülkiyet edimini ve üretimini savunmuştur. Benzer şekilde kapitalist mülkiyetin haksızlığına karşı yöneltilen sosyalist eleştiriler, daha sonra devletin tekelci bir konumda yer alarak mülkiyet edinmesi gibi keyfi bir yaklaşımın üzerine kurulmuştur (Schaeffle, 1965:17-22).
Sovyet ifadesi Çarlık Rusya'sında da (1547-1721) kullanılan ve “konsey” anlamına gelen Rusça bir sözcüktür. Bu sözcüğün sosyalist ekonomik sistemle olan ilişkisi ise Lenin'in 1917 yılında başlattığı “tüm iktidar konseylere” sloganıyla ortaya çıkmış ve dünya tarihinde de önemli bir yer edinmiştir. Ancak devrimden sadece iki ay sonra bu tarihi dönüşüm süreci Maksim Gorki tarafından eleştirilecekti: "İktidar, Sovyetlere sadece kâğıt üzerinde geçti, yoksa gerçekte değil.” (Anweiler, 1990: 23-7, 280).
Sovyetler Birliği'nin kurucusu olarak kabul edilen Lenin'e göre sosyalizm, tüm halkın çıkarına hizmet etmek için örgütlenmiş devlet tekelidir. Bu tekelci devlet, sosyalizm için tam maddi hazırlık sürecinde önemli bir rol üstlenmiştir (Fine vd., 1993:114-5). Bu açıdan sosyalizmin bütün amacı özel sermayeyi, kolektif tek bir sermaye haline getirmekten ibarettir. Bu amacın felsefi temelinde yer alan görüş ise sosyalizmin, kapitalist mülkiyetin haksız bir şekilde elde edildiğidir. Kapitalist mülkiyetin oluşturulmasına yöneltilen eleştirilerin de özünü oluşturan bu mülkiyet anlayışı, sosyalist yaklaşımda devletin mülkiyet edimini ve üretimini savunmuştur. Benzer şekilde kapitalist mülkiyetin haksızlığına karşı yöneltilen sosyalist eleştiriler, daha sonra devletin tekelci bir konumda yer alarak mülkiyet edinmesi gibi keyfi bir yaklaşımın üzerine kurulmuştur (Schaeffle, 1965:17-22).