Vefatının yirmibeşinci yılında Nurettin Topçu'yu, Türkiye'nin bugün yüzyüze yaşadığı meselerle Onun fikirlerini bir kere daha hatırlıyor ve, anıyoruz. 1934'den 1975'e kadar bu memleketin meseleleri üzerine düşünen yazan Nurettin Topçu'nun yazdıkları bugün de güncelliğini muhafaza etmektedir. Paris'te 1934'de Conformisme et Revolte ismi ile basılan doktora tezinde (1955'de İstanbul'da İsyan Ahlakı ismi ile yayınlandı); "Anadolu, bin yıllık tarihinden beri, 'sadece sınırlarda değil, hem de devlet merkezinde, ve aynı zamanda kendi kalblerinde derinliğinde, kutsal cihad ilan ederek' cemaatın selameti için kendilerini feda eden kahramanlardan ve şehitlerden mahrum kalmadı. Kendi mistik (tasavvuf) geleneğine yeniden sarılacak olan Anadolu Çocukları, hem kendi nefislerinin zorbalığına hem de despotların zulmüne karşı her zaman kutsal cihad ilan edecekler ve kendi darağaçlarının önünde cesaret ve gururla, cihatlarının tam anlamıyla şuurunda olarak: Ben Hakikatim, diyebileceklerdir." diye yazarken 1961'de de "Yarınki Türkiye'nin kurucuları, yaşama zevkini bırakıp, yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli, lakin gösterişsiz ve mümayışsiz çalışan, ruh cephesinin maden işçileri olacaktır" diyordu.
Nurettin Topçu'nun aziz hatırası için hazırlanan bu kitapta, bugün de devam eden meselelere, onun bakış açıları ve yaklaşımları kısaca olsa da gösterilmeye çalışıldı.
Vefatının yirmibeşinci yılında Nurettin Topçu'yu, Türkiye'nin bugün yüzyüze yaşadığı meselerle Onun fikirlerini bir kere daha hatırlıyor ve, anıyoruz. 1934'den 1975'e kadar bu memleketin meseleleri üzerine düşünen yazan Nurettin Topçu'nun yazdıkları bugün de güncelliğini muhafaza etmektedir. Paris'te 1934'de Conformisme et Revolte ismi ile basılan doktora tezinde (1955'de İstanbul'da İsyan Ahlakı ismi ile yayınlandı); "Anadolu, bin yıllık tarihinden beri, 'sadece sınırlarda değil, hem de devlet merkezinde, ve aynı zamanda kendi kalblerinde derinliğinde, kutsal cihad ilan ederek' cemaatın selameti için kendilerini feda eden kahramanlardan ve şehitlerden mahrum kalmadı. Kendi mistik (tasavvuf) geleneğine yeniden sarılacak olan Anadolu Çocukları, hem kendi nefislerinin zorbalığına hem de despotların zulmüne karşı her zaman kutsal cihad ilan edecekler ve kendi darağaçlarının önünde cesaret ve gururla, cihatlarının tam anlamıyla şuurunda olarak: Ben Hakikatim, diyebileceklerdir." diye yazarken 1961'de de "Yarınki Türkiye'nin kurucuları, yaşama zevkini bırakıp, yaşatma aşkına gönül verecek, sabırlı ve azimli, lakin gösterişsiz ve mümayışsiz çalışan, ruh cephesinin maden işçileri olacaktır" diyordu.
Nurettin Topçu'nun aziz hatırası için hazırlanan bu kitapta, bugün de devam eden meselelere, onun bakış açıları ve yaklaşımları kısaca olsa da gösterilmeye çalışıldı.