Öylesi ıssızlığa, öylesi sessizliğe terk edilmiş bir çocuk parkında,çocuklar olmadan, çocuklar gibi dargın ve küs oturuyorum. Tek sıkımlık mermisi buysa göğün,el feda diyorum, boynumu serçe parmağımdan daha fazla inceltiyorum. Vursun beni...
Türkçe bilmeyen kuşlar konuşuyor benimle. Cıvıldamaları, neşelenmeleri “bugün” diyor “bugün bahar bayramı.”Oysa tüm bayramların çocuksu bir hevesle katlanıp kaldırıldığı raflar tanıyorum. Her bir rafta çaresiz yalın bir hüzünle tozlanmaya terk edilmiş binlerce bayram...
Birsel Alver Yazıcı, “O Masal Anlatmadı, Ben İnandım” isimli yeni kitabıyla, kalbimizin en derinlerinde gizlemiş, belki bizim bile unuttuğumuz anılarımıza sesleniyor… Meraklı kitleye yelpazenin farklı noktalarından sıkılmadan okuyacağı bölümler sunarken, referanslarıyla, konuyu akademik olarak incelemek isteyen kişilere, dünyaca kabul edilmiş kaynakları aktarıyor.
Öylesi ıssızlığa, öylesi sessizliğe terk edilmiş bir çocuk parkında,çocuklar olmadan, çocuklar gibi dargın ve küs oturuyorum. Tek sıkımlık mermisi buysa göğün,el feda diyorum, boynumu serçe parmağımdan daha fazla inceltiyorum. Vursun beni...
Türkçe bilmeyen kuşlar konuşuyor benimle. Cıvıldamaları, neşelenmeleri “bugün” diyor “bugün bahar bayramı.”Oysa tüm bayramların çocuksu bir hevesle katlanıp kaldırıldığı raflar tanıyorum. Her bir rafta çaresiz yalın bir hüzünle tozlanmaya terk edilmiş binlerce bayram...
Birsel Alver Yazıcı, “O Masal Anlatmadı, Ben İnandım” isimli yeni kitabıyla, kalbimizin en derinlerinde gizlemiş, belki bizim bile unuttuğumuz anılarımıza sesleniyor… Meraklı kitleye yelpazenin farklı noktalarından sıkılmadan okuyacağı bölümler sunarken, referanslarıyla, konuyu akademik olarak incelemek isteyen kişilere, dünyaca kabul edilmiş kaynakları aktarıyor.