Bu kitap birkaç açıdan önem taşımaktadır. Of Kazası'nın (Of, Çaykara, Hayrat, Dernekpazarı) yaklaşık 140 yıllık dönemini kapsayan bu araştırma eseri, Osmanlı arşiv kayıtlarından istifade edilerek hazırlanmış olup kazadaki câmiler, mescitler ve vakıflar ile bunları inşa veya tamir edenlerin hüviyetlerini ortaya koyarken, geleneksel insan hayatının şekillenmesinde başlıca amillerden olan mescit ve câmileri eksen alarak bu yapıların insan unsuru ile bağlantıları noktasında dile gelip tarihçiye neler söyleyebileceğini gösteriyor.
Bir köyün nüfusunun artması karşısında aynı köydeki mescide bir minber eklenerek câmiye tahvil edilmesi arasındaki paralellik, hurufat kayıtlarını iskân tarihi açısından vazgeçilmez kaynaklar haline getiriyor. Nitekim Of coğrafyasının güney sınırlarındaki köylerin nüfusunun artışı ile kuzeyde; Of sahillerinde nasıl yeni yerleşim yerlerinin ortaya çıktığını takip edebilmek bu şekilde mümkün oluyor. Solaklı ve Baltacı derelerinin, inşa olunan câmiler ve hafta pazarları ile “şenlenmesi” tarihini, hurufat kayıtlarındaki atamalarda yer alan insanlar üzerinden okumak demografi ve iskân tarihlerinde birtakım istatistikler içerisinde kaybolan insanları gün ışığına çıkarmaya olanak veriyor. Nitekim istatistikî malumatın yanında bu istatistik içerisinde yer alan insanları tarih yazımına dâhil etmek, Of kasaba merkezi ve civarındaki meskûn mahallelerin orta çıkış tarihleri olmasa da “kimlik” kazanacak derecede büyümelerinin tarihini yazmayı olanaklı kılıyor.
Bu kitap, Of'ta “hafta pazarı yeri” üzerinden yaşanan gelişmeleri Of'taki ağa ve beylerin vergi toplama yetkisi başta olmak üzere “tımarlı sipahinin” veya diğer devlet görevlilerinin yetki ve fonksiyonlarını elde ederek hâkimiyetlerini en üst noktaya çıkarma düşüncelerinin bir sonucu olarak görmek gerektiği hususuna işaret ediyor olmasıyla da önem taşımaktadır.
Bu kitap birkaç açıdan önem taşımaktadır. Of Kazası'nın (Of, Çaykara, Hayrat, Dernekpazarı) yaklaşık 140 yıllık dönemini kapsayan bu araştırma eseri, Osmanlı arşiv kayıtlarından istifade edilerek hazırlanmış olup kazadaki câmiler, mescitler ve vakıflar ile bunları inşa veya tamir edenlerin hüviyetlerini ortaya koyarken, geleneksel insan hayatının şekillenmesinde başlıca amillerden olan mescit ve câmileri eksen alarak bu yapıların insan unsuru ile bağlantıları noktasında dile gelip tarihçiye neler söyleyebileceğini gösteriyor.
Bir köyün nüfusunun artması karşısında aynı köydeki mescide bir minber eklenerek câmiye tahvil edilmesi arasındaki paralellik, hurufat kayıtlarını iskân tarihi açısından vazgeçilmez kaynaklar haline getiriyor. Nitekim Of coğrafyasının güney sınırlarındaki köylerin nüfusunun artışı ile kuzeyde; Of sahillerinde nasıl yeni yerleşim yerlerinin ortaya çıktığını takip edebilmek bu şekilde mümkün oluyor. Solaklı ve Baltacı derelerinin, inşa olunan câmiler ve hafta pazarları ile “şenlenmesi” tarihini, hurufat kayıtlarındaki atamalarda yer alan insanlar üzerinden okumak demografi ve iskân tarihlerinde birtakım istatistikler içerisinde kaybolan insanları gün ışığına çıkarmaya olanak veriyor. Nitekim istatistikî malumatın yanında bu istatistik içerisinde yer alan insanları tarih yazımına dâhil etmek, Of kasaba merkezi ve civarındaki meskûn mahallelerin orta çıkış tarihleri olmasa da “kimlik” kazanacak derecede büyümelerinin tarihini yazmayı olanaklı kılıyor.
Bu kitap, Of'ta “hafta pazarı yeri” üzerinden yaşanan gelişmeleri Of'taki ağa ve beylerin vergi toplama yetkisi başta olmak üzere “tımarlı sipahinin” veya diğer devlet görevlilerinin yetki ve fonksiyonlarını elde ederek hâkimiyetlerini en üst noktaya çıkarma düşüncelerinin bir sonucu olarak görmek gerektiği hususuna işaret ediyor olmasıyla da önem taşımaktadır.