Okuyacağınız bu kitap; Avusturyalı yedek subay Baron Friedrich Michael von R……..'nin 1914 yılının sonbaharında Rava Ruska savaşında ölümünün ardından masasının üzerinde mühürlü bir paket içinde bulunmuştur ve ailesi tarafından Stefan Zweig'e iletilmiştir.
Zweig, her ayrıntısına sadık kalıp sadece isimleri değiştirerek, ekleme yapmadan bu eseri okurlarıyla buluşturmuştur.
O akşam yaşayacağım son bir karanlık an kalmıştı, o da mutluluk içinde evime ulaştıktan sonra kapıyı açıp odama giden karanlık koridora girdiğim andı. Eskiden yaşadığım bu eve girersem, eski yaşantıma dönecekmişim korkusu içimde belirdi. O eski “ben” in uyuduğu yatağa yatarsam sanki o akşam büyük bir memnuniyetle kurtulduğum tüm o eski şeyler yeniden üzerime hücum edecekmiş gibi geldi. Hayır, eski hâlime geri dönemezdim. O, gerçek dünyadan kopuk, kusursuz görünen, duygusuz beyefendiye dönüşemezdim. Öyle olmaktansa suç ve dehşet karanlıklarında yeniden kaybolurdum daha iyi. Ama hayatın gerçekliğini tatmalıydım. Yorgundum, anlatamayacağım kadar yorgun. Fakat uyumaktan, uykunun o gece benliğimde uyanan tüm o sıcak, capcanlı ve samimi duyguları alıp götürmesinden, uyanınca yaşadığım her şeyin kısacık ama asılsız olağanüstü bir rüyaya dönüşmesinden korkuyordum...
Okuyacağınız bu kitap; Avusturyalı yedek subay Baron Friedrich Michael von R……..'nin 1914 yılının sonbaharında Rava Ruska savaşında ölümünün ardından masasının üzerinde mühürlü bir paket içinde bulunmuştur ve ailesi tarafından Stefan Zweig'e iletilmiştir.
Zweig, her ayrıntısına sadık kalıp sadece isimleri değiştirerek, ekleme yapmadan bu eseri okurlarıyla buluşturmuştur.
O akşam yaşayacağım son bir karanlık an kalmıştı, o da mutluluk içinde evime ulaştıktan sonra kapıyı açıp odama giden karanlık koridora girdiğim andı. Eskiden yaşadığım bu eve girersem, eski yaşantıma dönecekmişim korkusu içimde belirdi. O eski “ben” in uyuduğu yatağa yatarsam sanki o akşam büyük bir memnuniyetle kurtulduğum tüm o eski şeyler yeniden üzerime hücum edecekmiş gibi geldi. Hayır, eski hâlime geri dönemezdim. O, gerçek dünyadan kopuk, kusursuz görünen, duygusuz beyefendiye dönüşemezdim. Öyle olmaktansa suç ve dehşet karanlıklarında yeniden kaybolurdum daha iyi. Ama hayatın gerçekliğini tatmalıydım. Yorgundum, anlatamayacağım kadar yorgun. Fakat uyumaktan, uykunun o gece benliğimde uyanan tüm o sıcak, capcanlı ve samimi duyguları alıp götürmesinden, uyanınca yaşadığım her şeyin kısacık ama asılsız olağanüstü bir rüyaya dönüşmesinden korkuyordum...