Olta ve Tavla

Stok Kodu:
9786052219201
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
80
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-09
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%30 indirimli
15,00
10,50
9786052219201
547681
Olta ve Tavla
Olta ve Tavla
10.50

Sonra Şiir Önce

Önce, “dans – büyü – müzik – ritm – çizgi – renk – sözcük;” daha sonra “türkü” ve yazılı ürün… Bin yıllarca sürmüş ve süren evrimsel gelişme için-de, sanat da; insanın, doğayı, toplumu ve diğer canlıları içine katarak yo-ğurduğu ve içinde yoğrulduğu imecedir. Sanat da, şiir de ortaklıktır.

Şiiri, diğer sanat ürünleriyle benzeş kılan genel özellikler vardır. Sanat, somuttan ve onun soyutlanmasından etkilenen insan bilincinin, toplumsal ve ekonomi gelişmelerle diyalektik etki – tepkiler içinde, duygu ve estetikle yoğrulmuş soyutlamasıdır, dışa vurumudur. Somutun yeniden üretimidir. Soyutlamanın yeniden somuta dönüştürülmesinde araçtır … sanat bir gerek-sinmedir. Su yüzeyinde ilk titreşimin dalgalar biçiminde yayılması; zeytin ağacının yüzlerce yıldır derine inmiş kökleri; ilk kaya mağara resminden çağdaş resme uzanan çizgi, renk; Fışkırmaya gebe çıtırtının sessiz çığlığı; nasıl da andırır birbirini, sanat ürününün doyurduğu bir gereksinmeyi nasıl da anlatır ayrı ayrı … ki, sanatın işlevi, öznel de olsa, dünyayı olumluya de-ğiştirmede etkin bir araç olmaktan geçer. Yaşamı güçsüzleştirici, yozlaştırıcı değildir sanatın işlevi. İnsanları, yaşama üretken katılmada, paylaşılan iyi ve güzel her şeye ulaşmada. Dayanışmada işlevselleşmelidir sanat. İnsanla in-san, insanla doğa ilişkisini beyinsel bir hazla açığa vurarak; insana üretici, yaratıcı ve yaşayan her şeyin ve kendisinin olgun ve serpilen yanlarını anlatmalıdır özellikle sanat. Yasaksız ve sorumluca.

Şiir, çok anlama ulaşmış, anlamsal ve söz dizimsel yapısı imge temelli, büyü – müzik geleneğini sözcükle sürdüren sanat ürünüdür. Şiirin içeriği, en anlamlı ve başkası olamayacak bir imgesel biçim kuşanarak estetik gü-zellikte sunulmuştur. Bu biçim ki, dönerek kendisi de içeriği etkilemekte ve onun yeniden üretimine katkıda bulunmaktadır. Akarsu gibi açar kendi yo-lunu şiir. Şair özgürdür ve bu özgürlüğünden gerçek anlamda sorumludur da … şiir, yalın ya da yoğun anlatımlarla çok anlama ulaşabilir. Ne ki, basit olamaz hiç. “Nasıl ve ne yazılır'ın” kuralı yoktur. Her şiir özerktir ve kendi kuralını koyar; yazılır ve bitmez şiir.

Şiir, ozanın olağanüstü duyarlılığının ürünüdür. Ki, ozan, elleri suya sarkan salkım söğüt / ürperiyor yüzeyleri / gözlerimi siliyor danteliyle / do-kunuyor sırtımıza / elleri kalem fırça / çoğalıyor yaşamak / daha çok, daha çok yaşamak / yitiyor korkusu kör edilmenin.

Sonra Şiir Önce

Önce, “dans – büyü – müzik – ritm – çizgi – renk – sözcük;” daha sonra “türkü” ve yazılı ürün… Bin yıllarca sürmüş ve süren evrimsel gelişme için-de, sanat da; insanın, doğayı, toplumu ve diğer canlıları içine katarak yo-ğurduğu ve içinde yoğrulduğu imecedir. Sanat da, şiir de ortaklıktır.

Şiiri, diğer sanat ürünleriyle benzeş kılan genel özellikler vardır. Sanat, somuttan ve onun soyutlanmasından etkilenen insan bilincinin, toplumsal ve ekonomi gelişmelerle diyalektik etki – tepkiler içinde, duygu ve estetikle yoğrulmuş soyutlamasıdır, dışa vurumudur. Somutun yeniden üretimidir. Soyutlamanın yeniden somuta dönüştürülmesinde araçtır … sanat bir gerek-sinmedir. Su yüzeyinde ilk titreşimin dalgalar biçiminde yayılması; zeytin ağacının yüzlerce yıldır derine inmiş kökleri; ilk kaya mağara resminden çağdaş resme uzanan çizgi, renk; Fışkırmaya gebe çıtırtının sessiz çığlığı; nasıl da andırır birbirini, sanat ürününün doyurduğu bir gereksinmeyi nasıl da anlatır ayrı ayrı … ki, sanatın işlevi, öznel de olsa, dünyayı olumluya de-ğiştirmede etkin bir araç olmaktan geçer. Yaşamı güçsüzleştirici, yozlaştırıcı değildir sanatın işlevi. İnsanları, yaşama üretken katılmada, paylaşılan iyi ve güzel her şeye ulaşmada. Dayanışmada işlevselleşmelidir sanat. İnsanla in-san, insanla doğa ilişkisini beyinsel bir hazla açığa vurarak; insana üretici, yaratıcı ve yaşayan her şeyin ve kendisinin olgun ve serpilen yanlarını anlatmalıdır özellikle sanat. Yasaksız ve sorumluca.

Şiir, çok anlama ulaşmış, anlamsal ve söz dizimsel yapısı imge temelli, büyü – müzik geleneğini sözcükle sürdüren sanat ürünüdür. Şiirin içeriği, en anlamlı ve başkası olamayacak bir imgesel biçim kuşanarak estetik gü-zellikte sunulmuştur. Bu biçim ki, dönerek kendisi de içeriği etkilemekte ve onun yeniden üretimine katkıda bulunmaktadır. Akarsu gibi açar kendi yo-lunu şiir. Şair özgürdür ve bu özgürlüğünden gerçek anlamda sorumludur da … şiir, yalın ya da yoğun anlatımlarla çok anlama ulaşabilir. Ne ki, basit olamaz hiç. “Nasıl ve ne yazılır'ın” kuralı yoktur. Her şiir özerktir ve kendi kuralını koyar; yazılır ve bitmez şiir.

Şiir, ozanın olağanüstü duyarlılığının ürünüdür. Ki, ozan, elleri suya sarkan salkım söğüt / ürperiyor yüzeyleri / gözlerimi siliyor danteliyle / do-kunuyor sırtımıza / elleri kalem fırça / çoğalıyor yaşamak / daha çok, daha çok yaşamak / yitiyor korkusu kör edilmenin.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat