"Ölüm ve Sürgün" (Death and Exile), ondokuzuncu yüzyılla yirminci yüzyılın başlarında Balkanlarda, Ortadoğu'da ve Asya'da milyonlarca Müslümanın öldürülmesi ve tehcir edilmesinin tarihi olduğu kadar Müslümanların maruz bırakıldıkları etnik ve dinsel kıyımların nasıl ortaya çıktığının da tarihidir. Rus İmparatorluğu'nun yayılmacı siyasetinin tarihi ve Balkanlar'da yeni ulusların tarih sahnesine çıkışları, geleneksel olarak, Osmanlı İmparatorluğu'ndan koparılan Hıristiyan ulusların bakış açısından anlatılmıştır. "Ölüm ve Sürgün" bu gelişmeleri, ilk defa olarak emperyalizmin, milliyetçiliğin ve etnik çatışmaların kurbanı olan Türklerin ve ötki Müslümanların bakış açısından dile getiriyor. "Ölüm ve Sürgün", Ortadoğu ve Balkan halklarının tarihine bakışımızı kökten bir değişikliğe uğratıyor ve bugün de devam etmekte olan çatışmaların daha iyi anlaşılmasını mümkün kılacak perspektifler sunuyor.
"Ölüm ve Sürgün" (Death and Exile), ondokuzuncu yüzyılla yirminci yüzyılın başlarında Balkanlarda, Ortadoğu'da ve Asya'da milyonlarca Müslümanın öldürülmesi ve tehcir edilmesinin tarihi olduğu kadar Müslümanların maruz bırakıldıkları etnik ve dinsel kıyımların nasıl ortaya çıktığının da tarihidir. Rus İmparatorluğu'nun yayılmacı siyasetinin tarihi ve Balkanlar'da yeni ulusların tarih sahnesine çıkışları, geleneksel olarak, Osmanlı İmparatorluğu'ndan koparılan Hıristiyan ulusların bakış açısından anlatılmıştır. "Ölüm ve Sürgün" bu gelişmeleri, ilk defa olarak emperyalizmin, milliyetçiliğin ve etnik çatışmaların kurbanı olan Türklerin ve ötki Müslümanların bakış açısından dile getiriyor. "Ölüm ve Sürgün", Ortadoğu ve Balkan halklarının tarihine bakışımızı kökten bir değişikliğe uğratıyor ve bugün de devam etmekte olan çatışmaların daha iyi anlaşılmasını mümkün kılacak perspektifler sunuyor.