Dağda bir mağara varmış, mağaranın içinden karşıya geçince düz bir çayırlık [uzanıyormuş]. Etrafı yüzlerce li uzunluğunda ve dört bir yanından dağlarla çevriliymiş. Kurt buraya saklanmış. Sonunda [dişi kurt] on oğlan doğurmuş. Çocuklar büyüyünce dışarıdan eş getirtmişler, [onlarla] evlenerek gebe bırakmışlar. Bundan sonra her birinin bir soy adı olmuş, A-shi-na bunlardan biriymiş. Oğullar [ve] torunlar çoğalmış, yüzlerce aile olmuşlar. Birkaç nesil sonra hep beraber mağaradan çıkmış ve Rurulara tabi kalmışlar. Altın Dağları'nın güneyine yerleşerek Ruruların demircisi olmuşlar. Altın Dağın şekli tolgaya benzediğinden ve tolgaya ''tu-jue” dedikleri için [kendileri de] ''Türk” adını almışlar.
Dağda bir mağara varmış, mağaranın içinden karşıya geçince düz bir çayırlık [uzanıyormuş]. Etrafı yüzlerce li uzunluğunda ve dört bir yanından dağlarla çevriliymiş. Kurt buraya saklanmış. Sonunda [dişi kurt] on oğlan doğurmuş. Çocuklar büyüyünce dışarıdan eş getirtmişler, [onlarla] evlenerek gebe bırakmışlar. Bundan sonra her birinin bir soy adı olmuş, A-shi-na bunlardan biriymiş. Oğullar [ve] torunlar çoğalmış, yüzlerce aile olmuşlar. Birkaç nesil sonra hep beraber mağaradan çıkmış ve Rurulara tabi kalmışlar. Altın Dağları'nın güneyine yerleşerek Ruruların demircisi olmuşlar. Altın Dağın şekli tolgaya benzediğinden ve tolgaya ''tu-jue” dedikleri için [kendileri de] ''Türk” adını almışlar.