Çelimsiz, küçük bir kız çocuğu sokağın köşesine oturmuş; yiyecek, para, ya da alabileceği herhangi birşey için dileniyordu. Üzerinde yırtık pırtık giysiler vardı. Yüzü gözü ise kir içindeydi. Çocuğun perişan bir hali vardı.
Kız dilenirken, sokaktan genç, sağlıklı, zengin görünümlü bir adam geçti. Kızı farketmişti. Ama, belli etmemek için, dönüp bir daha bakmadı. Geniş ve lüks evine, konfor içinde yaşayan ailesinin yanına geldiğinde, çok güzel hazırlanmış bir akşam sofrası onu bekliyordu. Fakat, az sonra, gördüğü o dilenci kız aklını takıldı yeniden. Duyguları birşeylere itiraz ediyordu.
Sonra, kolay yolu tercih etti ve itirazlarını Allah'a yöneltti. Böyle durumların var olmasına izin veren O değil miydi?
İçin için, O'na karşı:
"Böyle birşeyin olmasına nasıl müsaade ediyorsun? Neden o küçük kıza yardım için birşeyler yapmıyorsun?" diye yakınmaya başladı.
Biraz sonra, ruhunun derinliklerinden gelen şu cevabı işitti:
"Yaptım. Seni yarattım!"
Çelimsiz, küçük bir kız çocuğu sokağın köşesine oturmuş; yiyecek, para, ya da alabileceği herhangi birşey için dileniyordu. Üzerinde yırtık pırtık giysiler vardı. Yüzü gözü ise kir içindeydi. Çocuğun perişan bir hali vardı.
Kız dilenirken, sokaktan genç, sağlıklı, zengin görünümlü bir adam geçti. Kızı farketmişti. Ama, belli etmemek için, dönüp bir daha bakmadı. Geniş ve lüks evine, konfor içinde yaşayan ailesinin yanına geldiğinde, çok güzel hazırlanmış bir akşam sofrası onu bekliyordu. Fakat, az sonra, gördüğü o dilenci kız aklını takıldı yeniden. Duyguları birşeylere itiraz ediyordu.
Sonra, kolay yolu tercih etti ve itirazlarını Allah'a yöneltti. Böyle durumların var olmasına izin veren O değil miydi?
İçin için, O'na karşı:
"Böyle birşeyin olmasına nasıl müsaade ediyorsun? Neden o küçük kıza yardım için birşeyler yapmıyorsun?" diye yakınmaya başladı.
Biraz sonra, ruhunun derinliklerinden gelen şu cevabı işitti:
"Yaptım. Seni yarattım!"