İmanın girdiği kalpler, her ne kadar katılaşmışsa da, içinde Allah'u teala'ya karşı bir sevgi, O'nunla iletişime geçme ve O'na ulaşma isteği taşır. Ancak insanlar dünya sevgisini kalplerinden kolay kolay atamaz ve kalplerini ahiret ile ilişkilendiremezler. Çoğu zaman şöyle sorarlar: “Eşleri ve çocukları arasında, işleriyle uğraşırken, insanlardan uzaklaşmadan ve kendilerini ibadete vermeden nasıl birer rabbani şahsiyet olabilirler?“
İmanın girdiği kalpler, her ne kadar katılaşmışsa da, içinde Allah'u teala'ya karşı bir sevgi, O'nunla iletişime geçme ve O'na ulaşma isteği taşır. Ancak insanlar dünya sevgisini kalplerinden kolay kolay atamaz ve kalplerini ahiret ile ilişkilendiremezler. Çoğu zaman şöyle sorarlar: “Eşleri ve çocukları arasında, işleriyle uğraşırken, insanlardan uzaklaşmadan ve kendilerini ibadete vermeden nasıl birer rabbani şahsiyet olabilirler?“