Altınoluk, bu yıl Ahmed er - Rifai -kuddise Sirruh- Hazretlerinin gönül dünyasını sizlere hediye olarak sunuyor.
Elinizdeki kitap, bu güzel Allah dostunun üç eserini ihtiva ediyor:
– Onların Alemi. (Hâletü Ehli'l-Hakikati Maallah)
– Hak Yolcusunun Düsturları (Kırk Hadis, el Hikemü'r-Rifaiyye, en-Nizamü'l-has isimli eserler) Ve
– Sohbet Meclisleri... (el Mecalisü'-Seniyye)
Altınoluk okuyucuları, Ahmed er- Rifai'yi tanırlar.
Eserleriyle onların gönül sohbetlerine sık sık misafir olan bir Allah dostudur Ahmed er-Rifai...
Bizler, Altınoluk'un merkezinde bulunan kardeşleriniz olarak, her pazartesi mesaiye başlamadan önce buluşur, önce Kur'an-ı kerim'den bir sayfa tilavet eder, sonra onun mealini okur, sonra da her yıl okuyucularımızza verdiğimiz hediye kitaplardan bir bölümü paylaşır, dua ederek işlerimizin başına geçeriz.
Bizler, her yıl, Altınoluk'un hediye kitabını belirlerken, birlikte okunnabilecek, birlikte okunup feyz alınabilecek, kalbten süzülmüş, yazanın yaşayarak yazdığı eserleri tesbit etmeye çalışırız.
Ahmed er Rifai'nin eserleri de, tam bu çerçevenin içini dolduruyor.
Doya doya okunacak, kalbe taşınacak, davranışlarda ete kemiğe bürünnecek bir gönül iklimini sunuyor bu eser. İsterseniz gelin, bundan yıllar önce hediye olarak verdiğimiz Altın Öğütler isimli eserin, Ahmed Er Rifai'ye ait bölümünden, Hazret'in el Burhanü'l Müeyyed isimli eserinden birkaç öğüdü paylaşalım:
Onların Âlemi “Efendiler! Kalblerinizi taleb-i Mevlâ'ya hasrediniz. Çünkü “O Allah, size şah damarınızdan daha yakın olan (Kaf, 16) ve ilmiyle her şeyi kuşatmış bulunandır.” (en-Nisa, 108) Din nasihattır; samimi öğüttür. Bu yüzden “La illahe illallah” kelime-i tevhidini söyleyeceğiniz zaman tam bir ihlas ve samimiyetle söyleyin ki masivaya gönlünüzde yer kalmasın.
Hak Teâla ile muameleniz takvâ üzere, halk ile muameleniz sadâk kat ve güzel ahlâk üzere olsun. Nefislerinize karşı tavrınız ve muamelleniz ise nefsin isteklerine muhâlefet şeklinde olsun. Allah'ın çizdiği sınırlar önünde durun ve ilâhi hududu çiğnemekten sakının. Hak Teâlâ Hazretleri: “Allah ile sözleştiğiniz zaman ahdinizi yerine getirin” (en-Nahl, 91) “Peygamber aleyhisselâm- size neyi verirse onu alın. Neden de sizi men'ederse ondan vazgeçin” (el-Haşr, 7) buyurmaktadır. Her şeyi bırakarak her şeyin sahibine talib olmaya bakın. Allah'a vasıl olan, herşeye vasıl olmuş demektir. Allah'ın rızasını kaçıran da herşeyi kaybetmiş sayılır.
Efendiler! Zikr-i ilâhi'ye devam ediniz. Çünkü zikir, vuslat-ı ilâhi için mıknatıs, kurb-i ilâhi için sağlam bir iptir. Zikrullah'a devam edenller Alllah ile hoştur. Allah ile hoş olan, O'na kavuşmuştur. Zikrin kalbe yerleşmesi sohbetin bereketiyle mümkün olur. Çünkü kişi dostunun yolundadır. (Tirmizî, Zühd, 45) Tefekkür, Efendimizin (s.a.v)'in ilk amelidir. Nitekim bütün farzllardan önce O'nun ibadeti, Allah'ın mahlukatını ve nimetlerini düşünmmekten ibaretti. Hatta bu durum, şer'i emirler ve ibadetler nazil olana kadar devam etmiştir. Öyleyse siz de Allah'ın nimetlerini tefekküre iyi sarılın ve tefekkürü ibret vesilesi yapın. Çünkü ibretten yoksun bir tefekkür, ham hayal ve vesveseden ibarettir. İbrete vesile olan tefekkkür, bir öğüt ve hikmettir. Amellerinizi tefekkürden sonra, sağlam bir esas üzerine bina ediniz.”
Sizleri, Altınoluk'un bu güzel hediyesinin manevi dünyası ile başbaşa bırakıyoruz.
Altınoluk, bu yıl Ahmed er - Rifai -kuddise Sirruh- Hazretlerinin gönül dünyasını sizlere hediye olarak sunuyor.
Elinizdeki kitap, bu güzel Allah dostunun üç eserini ihtiva ediyor:
– Onların Alemi. (Hâletü Ehli'l-Hakikati Maallah)
– Hak Yolcusunun Düsturları (Kırk Hadis, el Hikemü'r-Rifaiyye, en-Nizamü'l-has isimli eserler) Ve
– Sohbet Meclisleri... (el Mecalisü'-Seniyye)
Altınoluk okuyucuları, Ahmed er- Rifai'yi tanırlar.
Eserleriyle onların gönül sohbetlerine sık sık misafir olan bir Allah dostudur Ahmed er-Rifai...
Bizler, Altınoluk'un merkezinde bulunan kardeşleriniz olarak, her pazartesi mesaiye başlamadan önce buluşur, önce Kur'an-ı kerim'den bir sayfa tilavet eder, sonra onun mealini okur, sonra da her yıl okuyucularımızza verdiğimiz hediye kitaplardan bir bölümü paylaşır, dua ederek işlerimizin başına geçeriz.
Bizler, her yıl, Altınoluk'un hediye kitabını belirlerken, birlikte okunnabilecek, birlikte okunup feyz alınabilecek, kalbten süzülmüş, yazanın yaşayarak yazdığı eserleri tesbit etmeye çalışırız.
Ahmed er Rifai'nin eserleri de, tam bu çerçevenin içini dolduruyor.
Doya doya okunacak, kalbe taşınacak, davranışlarda ete kemiğe bürünnecek bir gönül iklimini sunuyor bu eser. İsterseniz gelin, bundan yıllar önce hediye olarak verdiğimiz Altın Öğütler isimli eserin, Ahmed Er Rifai'ye ait bölümünden, Hazret'in el Burhanü'l Müeyyed isimli eserinden birkaç öğüdü paylaşalım:
Onların Âlemi “Efendiler! Kalblerinizi taleb-i Mevlâ'ya hasrediniz. Çünkü “O Allah, size şah damarınızdan daha yakın olan (Kaf, 16) ve ilmiyle her şeyi kuşatmış bulunandır.” (en-Nisa, 108) Din nasihattır; samimi öğüttür. Bu yüzden “La illahe illallah” kelime-i tevhidini söyleyeceğiniz zaman tam bir ihlas ve samimiyetle söyleyin ki masivaya gönlünüzde yer kalmasın.
Hak Teâla ile muameleniz takvâ üzere, halk ile muameleniz sadâk kat ve güzel ahlâk üzere olsun. Nefislerinize karşı tavrınız ve muamelleniz ise nefsin isteklerine muhâlefet şeklinde olsun. Allah'ın çizdiği sınırlar önünde durun ve ilâhi hududu çiğnemekten sakının. Hak Teâlâ Hazretleri: “Allah ile sözleştiğiniz zaman ahdinizi yerine getirin” (en-Nahl, 91) “Peygamber aleyhisselâm- size neyi verirse onu alın. Neden de sizi men'ederse ondan vazgeçin” (el-Haşr, 7) buyurmaktadır. Her şeyi bırakarak her şeyin sahibine talib olmaya bakın. Allah'a vasıl olan, herşeye vasıl olmuş demektir. Allah'ın rızasını kaçıran da herşeyi kaybetmiş sayılır.
Efendiler! Zikr-i ilâhi'ye devam ediniz. Çünkü zikir, vuslat-ı ilâhi için mıknatıs, kurb-i ilâhi için sağlam bir iptir. Zikrullah'a devam edenller Alllah ile hoştur. Allah ile hoş olan, O'na kavuşmuştur. Zikrin kalbe yerleşmesi sohbetin bereketiyle mümkün olur. Çünkü kişi dostunun yolundadır. (Tirmizî, Zühd, 45) Tefekkür, Efendimizin (s.a.v)'in ilk amelidir. Nitekim bütün farzllardan önce O'nun ibadeti, Allah'ın mahlukatını ve nimetlerini düşünmmekten ibaretti. Hatta bu durum, şer'i emirler ve ibadetler nazil olana kadar devam etmiştir. Öyleyse siz de Allah'ın nimetlerini tefekküre iyi sarılın ve tefekkürü ibret vesilesi yapın. Çünkü ibretten yoksun bir tefekkür, ham hayal ve vesveseden ibarettir. İbrete vesile olan tefekkkür, bir öğüt ve hikmettir. Amellerinizi tefekkürden sonra, sağlam bir esas üzerine bina ediniz.”
Sizleri, Altınoluk'un bu güzel hediyesinin manevi dünyası ile başbaşa bırakıyoruz.