Organizasyonlarda İnsan Kaynakları Problemlerinin Çözümü

Stok Kodu:
9786257669269
Boyut:
16.00x23.50
Sayfa Sayısı:
210
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2021-04
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
65,00
9786257669269
734177
Organizasyonlarda İnsan Kaynakları Problemlerinin Çözümü
Organizasyonlarda İnsan Kaynakları Problemlerinin Çözümü
65.00

Organizasyonlarda insan ilişkilerinin yönetimi, insanlar arasındaki farklılıklar ve ayrımlardan dolayı bir sanat halini almıştır. Bu sanattaki yetkinlik ölçüsünde, çalışma hayatının kalitesi ortaya çıkmaktadır. İşverenler her ne kadar bireyin fiziksel ya da zihinsel niteliklerini işe alsa da "tatlı ile birlikte acıyı da almalı" ve bireyi bir bütün olarak istihdam etmelidir. Şirket Umut'un kaslarını ya da Başak'ın beynini işe almaya ne kadar çalışsa da her ikisinin hem beynini ve hem de kasını işe almakta ve bunlarla ilintili tüm aksaklıkları da birlikte istihdam etmektedir. Bu gerçeğin kabul edilmemesi, olası problemleri de yadsıma anlamına gelmektedir. Yadsıma mikro düzeyde, çalışanların firmalarıyla ilişkilerini birimselleştirir. Bu gelişmenin sonucunda, çalışanlar tüm zamanlarını işe verirler ama tüm güçleriyle yardım etmezler. Temel yeteneklerini geliştirmeyi ve şirket eylemlerine kendilerini adamayı denemezler. Bu etki her seviyede çalışanda görülmektedir. Organizasyonlarda çalışan sesinin kısılması ya da bu sesin cevap bulacağı bir adres bulunmaması da insan kaynakları problemlerinin ilgisizlik ve tepkisizlikle beslenen sinsi bir problem olarak karşımıza çıkmasına neden olmaktadır. İnsan kaynakları problemlerinin bir başka yönü de, modern zamanlarda çalışanların fiziksel ve duygusal açıdan işyeri ile ev arasında parçalanmasından kaynaklanmaktadır. Bu çelişki aynı zamanda organizasyonlarda motivasyon, moral ve verimlilik sorunlarının çekirdeğini oluşturmaktadır. İş yerinin aynı zamanda çalışanın yaşam alanı olduğu düşüncesi, iş yerinin fiziksel koşulları ve bu koşullardan etkileneceklere özel ilgi gösterilmesini de zorunlu kılmaktadır. İnsan kaynakları problemlerinin psikolojik doğasında, bireysel korkular yatmaktadır. Korku ise en başta gelen “düşünce katilidir”. Gülünç olmaktan korkmak, cezadan korkmak, işini kaybetmekten korkmak yenilikleri yok etmekte ve çalışanları problemlere açık hale getirmektedir. Bu kitap, işte bu korkularla yüzleşmek zorunda olan, evi ile işi arasında parçalanmış çalışan insanın organizasyon düzeyinde temel problemlerinin çözümüne bir kapı aralamayı deneyen literatürdeki ilk ve bütüncül bir çalışmadır.

Organizasyonlarda insan ilişkilerinin yönetimi, insanlar arasındaki farklılıklar ve ayrımlardan dolayı bir sanat halini almıştır. Bu sanattaki yetkinlik ölçüsünde, çalışma hayatının kalitesi ortaya çıkmaktadır. İşverenler her ne kadar bireyin fiziksel ya da zihinsel niteliklerini işe alsa da "tatlı ile birlikte acıyı da almalı" ve bireyi bir bütün olarak istihdam etmelidir. Şirket Umut'un kaslarını ya da Başak'ın beynini işe almaya ne kadar çalışsa da her ikisinin hem beynini ve hem de kasını işe almakta ve bunlarla ilintili tüm aksaklıkları da birlikte istihdam etmektedir. Bu gerçeğin kabul edilmemesi, olası problemleri de yadsıma anlamına gelmektedir. Yadsıma mikro düzeyde, çalışanların firmalarıyla ilişkilerini birimselleştirir. Bu gelişmenin sonucunda, çalışanlar tüm zamanlarını işe verirler ama tüm güçleriyle yardım etmezler. Temel yeteneklerini geliştirmeyi ve şirket eylemlerine kendilerini adamayı denemezler. Bu etki her seviyede çalışanda görülmektedir. Organizasyonlarda çalışan sesinin kısılması ya da bu sesin cevap bulacağı bir adres bulunmaması da insan kaynakları problemlerinin ilgisizlik ve tepkisizlikle beslenen sinsi bir problem olarak karşımıza çıkmasına neden olmaktadır. İnsan kaynakları problemlerinin bir başka yönü de, modern zamanlarda çalışanların fiziksel ve duygusal açıdan işyeri ile ev arasında parçalanmasından kaynaklanmaktadır. Bu çelişki aynı zamanda organizasyonlarda motivasyon, moral ve verimlilik sorunlarının çekirdeğini oluşturmaktadır. İş yerinin aynı zamanda çalışanın yaşam alanı olduğu düşüncesi, iş yerinin fiziksel koşulları ve bu koşullardan etkileneceklere özel ilgi gösterilmesini de zorunlu kılmaktadır. İnsan kaynakları problemlerinin psikolojik doğasında, bireysel korkular yatmaktadır. Korku ise en başta gelen “düşünce katilidir”. Gülünç olmaktan korkmak, cezadan korkmak, işini kaybetmekten korkmak yenilikleri yok etmekte ve çalışanları problemlere açık hale getirmektedir. Bu kitap, işte bu korkularla yüzleşmek zorunda olan, evi ile işi arasında parçalanmış çalışan insanın organizasyon düzeyinde temel problemlerinin çözümüne bir kapı aralamayı deneyen literatürdeki ilk ve bütüncül bir çalışmadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat