Sosyo-teknik sistemler olan örgütlerin dış çevre faktörünün rahminde dünyaya geldiği düşünüldüğünde, çevresel değişimlerin önemli bir güç olarak örgütsel yapı, sistem, yönetim ve insan unsurlarını aynı oranda farklılaştırdığı açıktır. Teknolojik gelişimin maddenin temel ilkelerine olan bağımlılığı son derece süratle değişen çevre faktörleri ışığında rekabetin üstünlük kazanma boyutunu öncelikle insan kavramına yüklemektedir. Bu anlamda entellektüel bir güç ve birikim olarak insan ve onun ortaya koyduğu sinerjik ilişkiler, yeni toplum ve ekonominin stratejik kaynağı olarak nitelendirilen bilginin oluşturulması ve paylaşılması sürecinde önemli bir yere sahiptir. Bilginin etkin yönetimi aynı zamanda örgütsel sadakat ve güven kavramı ile yani sosyal sermayenin inşa edilmesi ile yakından bağlantılıdır.
Sosyo-teknik sistemler olan örgütlerin dış çevre faktörünün rahminde dünyaya geldiği düşünüldüğünde, çevresel değişimlerin önemli bir güç olarak örgütsel yapı, sistem, yönetim ve insan unsurlarını aynı oranda farklılaştırdığı açıktır. Teknolojik gelişimin maddenin temel ilkelerine olan bağımlılığı son derece süratle değişen çevre faktörleri ışığında rekabetin üstünlük kazanma boyutunu öncelikle insan kavramına yüklemektedir. Bu anlamda entellektüel bir güç ve birikim olarak insan ve onun ortaya koyduğu sinerjik ilişkiler, yeni toplum ve ekonominin stratejik kaynağı olarak nitelendirilen bilginin oluşturulması ve paylaşılması sürecinde önemli bir yere sahiptir. Bilginin etkin yönetimi aynı zamanda örgütsel sadakat ve güven kavramı ile yani sosyal sermayenin inşa edilmesi ile yakından bağlantılıdır.