Orhan Kemal'in 1941-1967 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde yazdığı öyküler, Unutulmuş Öyküler adıyla Keşif severlerle buluşuyor. Bu kitabın belki de en büyük sürprizi ilk kez gün ışığına çıkan ve Orhan Kemal'in Reşit Kemal müstearıyla Yeni Edebiyat dergisinde 15 Mayıs 1941'de yayımlanan “Bir Genç Münevver” isimli öyküsüdür. Öykülerin her birinin altına düşülen yıl, yazar ve yayın bilgisi, okurlar için müthiş bir arşiv niteliği taşıyor.
Bu elli dört öykünün tamamı, herkesçe bilinen Orhan Kemal klasiklerinin temellerinin nasıl atıldığının, metinlerdeki konu çeşitliliği ve anlatım zenginliğinin nereden geldiğinin tılsımını fısıldıyor. Çoğu öyküye eşlik eden tefrika tıpkıbasımlar da öykülerin nostaljik havasıyla bir bütünlük arz ediyor.
“Ne büyük bir yazarmış meğer o, buradaki ‘mış'ı, bu kez bilinçle yerleştiriyorum tümceye. Onun öykülerini okumadan öykü yazmaya girişenler olduğunu biliyorum. İstiyorum ki onlar da keşfetsin Orhan Kemal'i, bu ‘mış'ı biraz da onlar adına söylüyorum. Genç öykü yazarları, bir yanlarıyla eksiklik taşıyorsa eğer, bu Orhan Kemal'den bir çimdikçik bile tuz alamadıkları içindir belki, ama kendileri ayırdında mı acaba bunun?”
M. Sadık Aslankara
Orhan Kemal'in 1941-1967 yılları arasında çeşitli gazete ve dergilerde yazdığı öyküler, Unutulmuş Öyküler adıyla Keşif severlerle buluşuyor. Bu kitabın belki de en büyük sürprizi ilk kez gün ışığına çıkan ve Orhan Kemal'in Reşit Kemal müstearıyla Yeni Edebiyat dergisinde 15 Mayıs 1941'de yayımlanan “Bir Genç Münevver” isimli öyküsüdür. Öykülerin her birinin altına düşülen yıl, yazar ve yayın bilgisi, okurlar için müthiş bir arşiv niteliği taşıyor.
Bu elli dört öykünün tamamı, herkesçe bilinen Orhan Kemal klasiklerinin temellerinin nasıl atıldığının, metinlerdeki konu çeşitliliği ve anlatım zenginliğinin nereden geldiğinin tılsımını fısıldıyor. Çoğu öyküye eşlik eden tefrika tıpkıbasımlar da öykülerin nostaljik havasıyla bir bütünlük arz ediyor.
“Ne büyük bir yazarmış meğer o, buradaki ‘mış'ı, bu kez bilinçle yerleştiriyorum tümceye. Onun öykülerini okumadan öykü yazmaya girişenler olduğunu biliyorum. İstiyorum ki onlar da keşfetsin Orhan Kemal'i, bu ‘mış'ı biraz da onlar adına söylüyorum. Genç öykü yazarları, bir yanlarıyla eksiklik taşıyorsa eğer, bu Orhan Kemal'den bir çimdikçik bile tuz alamadıkları içindir belki, ama kendileri ayırdında mı acaba bunun?”
M. Sadık Aslankara