Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor

Orhan Pamuk Edebiyatında Tarih ve Kimlik Söylemi

Stok Kodu:
9786053754305
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
328
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
48,00
38,40
9786053754305
491488
Orhan Pamuk Edebiyatında Tarih ve Kimlik Söylemi
Orhan Pamuk Edebiyatında Tarih ve Kimlik Söylemi
38.40

Orhan Pamuk Edebiyatında Tarih ve Kimlik Söylemi, Türkiye'deki kimlik sorunlarının Orhan Pamuk'un eserlerinde hangi söylem biçimleriyle ifade edildiğini edebiyat ve tarihin kesiştiği bir eksende incelemeyi hedefleyen ve sadece içerdiği kavramsal zenginlik açısından değil, yöntemindeki tutarlılık ve berraklık açısından da "Orhan Pamuk incelemeleri" arasında özel yeri olan bir kitap.

Disiplinlerarası bir yaklaşımın zenginliğini ve derinliğini barındıran çalışmasında Zafer Doğan ulusal alegori, merkez-taşra ve Doğu-Batı karşıtlığının yarattığı gerilim, modernleşme ve gelenek gibi Türk edebiyatının hep merkezinde yer almış izleklerin Orhan Pamuk edebiyatında nasıl ele alındığını inceliyor; başlı başına, "Bir edebiyat yapıtına nasıl bakmalıyız?" sorusunun yanıtını veriyor.

“Gelenek, hafıza ve onun şimdiyle nasıl bir ilişki kurabileceği üzerine yaratıcı bir şekilde kafa yoranlar geleneğe en yakın ya da Batılılaşma etkisine en uzak kesimlerin içinden değil, bizzat Orhan Pamuk gibi bu etkiye en açık olanların içinden çıkar. Orhan Pamuk, cumhuriyetin ilk yıllarındaki, gelenekten elini eteğini çekerek modern olunabileceğini düşünen aydınlardan farklı olarak böyle bir şeyin ancak kültürel bir çoraklığa yol açabileceğini sezmiş; bu nedenle de tasavvuf ve klasik Şark eserlerinden olabildiğince yararlanmıştır. Üstelik bunu edebiyat geleneğimizin pek aşina olmadığı ve yadırgadığı estetik edebi biçimleri kullanarak yapmıştır. Onun bu tavrı Doğucu ve milliyetçi reflekslerin öngördüğü “geleneğin dirilişi” için yapılan gelenek sahipçiliğinden mantık olarak farklıdır. Bu tür bir yerelcilik tutumunu benimsemez. Geleneği yararlanabileceği bir kumaş dolabı gibi açıp, o kumaşları kesip biçerek yeni bir elbise diken terzi gibidir. Kısacası geleneği modernleştiren bu tutum, çorak ve renksiz bir küresel modernliğin de, gelenekçi sığ bir yerelciliğin de ötesine geçer. İşte Orhan Pamuk'un bu konumu, Doğu Batı arasındaki gri, muğlak alanda rahatça dolaşabilmesine imkan tanır. Bu konum, aynı zamanda onu medeniyetlerin çatışmasından doğan endişe ve huzursuzluğu anlamaya sevk eder.”

Orhan Pamuk Edebiyatında Tarih ve Kimlik Söylemi, Türkiye'deki kimlik sorunlarının Orhan Pamuk'un eserlerinde hangi söylem biçimleriyle ifade edildiğini edebiyat ve tarihin kesiştiği bir eksende incelemeyi hedefleyen ve sadece içerdiği kavramsal zenginlik açısından değil, yöntemindeki tutarlılık ve berraklık açısından da "Orhan Pamuk incelemeleri" arasında özel yeri olan bir kitap.

Disiplinlerarası bir yaklaşımın zenginliğini ve derinliğini barındıran çalışmasında Zafer Doğan ulusal alegori, merkez-taşra ve Doğu-Batı karşıtlığının yarattığı gerilim, modernleşme ve gelenek gibi Türk edebiyatının hep merkezinde yer almış izleklerin Orhan Pamuk edebiyatında nasıl ele alındığını inceliyor; başlı başına, "Bir edebiyat yapıtına nasıl bakmalıyız?" sorusunun yanıtını veriyor.

“Gelenek, hafıza ve onun şimdiyle nasıl bir ilişki kurabileceği üzerine yaratıcı bir şekilde kafa yoranlar geleneğe en yakın ya da Batılılaşma etkisine en uzak kesimlerin içinden değil, bizzat Orhan Pamuk gibi bu etkiye en açık olanların içinden çıkar. Orhan Pamuk, cumhuriyetin ilk yıllarındaki, gelenekten elini eteğini çekerek modern olunabileceğini düşünen aydınlardan farklı olarak böyle bir şeyin ancak kültürel bir çoraklığa yol açabileceğini sezmiş; bu nedenle de tasavvuf ve klasik Şark eserlerinden olabildiğince yararlanmıştır. Üstelik bunu edebiyat geleneğimizin pek aşina olmadığı ve yadırgadığı estetik edebi biçimleri kullanarak yapmıştır. Onun bu tavrı Doğucu ve milliyetçi reflekslerin öngördüğü “geleneğin dirilişi” için yapılan gelenek sahipçiliğinden mantık olarak farklıdır. Bu tür bir yerelcilik tutumunu benimsemez. Geleneği yararlanabileceği bir kumaş dolabı gibi açıp, o kumaşları kesip biçerek yeni bir elbise diken terzi gibidir. Kısacası geleneği modernleştiren bu tutum, çorak ve renksiz bir küresel modernliğin de, gelenekçi sığ bir yerelciliğin de ötesine geçer. İşte Orhan Pamuk'un bu konumu, Doğu Batı arasındaki gri, muğlak alanda rahatça dolaşabilmesine imkan tanır. Bu konum, aynı zamanda onu medeniyetlerin çatışmasından doğan endişe ve huzursuzluğu anlamaya sevk eder.”

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat