Hepimiz (ne denli karşı çıksak da) geçmişimize bağlı olmadığımızı, gerçekte bu günden kopamayıp yarını pek de umursamadığımızı savunabilir miyiz?
Burada vurgulamamız gereken odak yarına kendimizi hazırlamamız gerektiğine inanıyoruz ama, bir koşulla. Bu, geçmişimizle, yani mazimizle yüzleşip hesaplaşmamız olgusudur. Zordur bu, yürek ister.
"Ört ki, Ölem" de Muzaffer Cellek, basın dünyasında bizlere yıllarını veren ustamız, toplumun büyük kaygısızlıkla göz ardı ettiği geçmişiyle karşılaştırıp, imkansızlıkların, çirkinliklerin hesabını soruyor. Bunu yaparken de, toplumu son derecede önemsiyor. Geçmişi hatırlatıyor. Hem de utanmamızı, bu utanmadan da bizi yarına götürecek türlü dersler çıkarıyor.
Ayrıca; Ege'nin, o iç ısıtan samimiyeti, güzelliği, dilberliği, kıvraklığı, büyük bir içtenlikle sergileniyor bu kitapta.
Hepimiz (ne denli karşı çıksak da) geçmişimize bağlı olmadığımızı, gerçekte bu günden kopamayıp yarını pek de umursamadığımızı savunabilir miyiz?
Burada vurgulamamız gereken odak yarına kendimizi hazırlamamız gerektiğine inanıyoruz ama, bir koşulla. Bu, geçmişimizle, yani mazimizle yüzleşip hesaplaşmamız olgusudur. Zordur bu, yürek ister.
"Ört ki, Ölem" de Muzaffer Cellek, basın dünyasında bizlere yıllarını veren ustamız, toplumun büyük kaygısızlıkla göz ardı ettiği geçmişiyle karşılaştırıp, imkansızlıkların, çirkinliklerin hesabını soruyor. Bunu yaparken de, toplumu son derecede önemsiyor. Geçmişi hatırlatıyor. Hem de utanmamızı, bu utanmadan da bizi yarına götürecek türlü dersler çıkarıyor.
Ayrıca; Ege'nin, o iç ısıtan samimiyeti, güzelliği, dilberliği, kıvraklığı, büyük bir içtenlikle sergileniyor bu kitapta.