Siyaset biliminde, devlet-hükümet ilişkisine dair “devletlerin kalıcı, hükûmetlerin geçici olduğu”ndan söz edilir. Arap yarımadasında ise “devlet”ler geçici, aşiretler ise kalıcı gözükmektedir. Toplumsal hayatta son derece etkili olan aşiret yapılarının dayanışmayı sürdürdüğü, tehditlere karşı ortak refleksler geliştirdiği ve 20. yüzyılın Arap ulus devletlerinden daha eski bir hafızaya sahip oldukları bilinmektedir.
Bu eser, Ortadoğu'da aşiret-siyaset ilişkisinin anlaşılması bağlamında İbni Haldun'un asabiyet teorisinin rolünü tanımlamaya ve 2003 sonrası Irak siyasetinin temel parametreleri içerisinde bu ilişkiyi anlamlandırmaya çalışmaktadır. Böylelikle Amerikan müdahalesi sonrası etnik ve mezhepsel karakterde şekillenen siyasi sürecin asabiyet zemininde nasıl anlaşılabileceği ve mezhepsel ayrımları dahi aşan aşiret yapılarının siyasetin karakterini ne şekilde etkilediğini ortaya koymayı hedeflemektedir.
Eserin hazırlanmasında sadece akademik literatürden yararlanılmamış; yapılandırılmış mülakat tekniği ile bir dizi görüşme gerçekleştirilerek sahada yaşanan tecrübeye temas edilmeye çalışılmıştır. Ülkenin Osmanlı geçmişi, İngiliz sömürge mirası ve resmi dili dikkate alınarak literatür noktasında birincil kaynaklara, Türkçe, İngilizce ve Arapça eserlere başvurulmuştur.
Siyaset biliminde, devlet-hükümet ilişkisine dair “devletlerin kalıcı, hükûmetlerin geçici olduğu”ndan söz edilir. Arap yarımadasında ise “devlet”ler geçici, aşiretler ise kalıcı gözükmektedir. Toplumsal hayatta son derece etkili olan aşiret yapılarının dayanışmayı sürdürdüğü, tehditlere karşı ortak refleksler geliştirdiği ve 20. yüzyılın Arap ulus devletlerinden daha eski bir hafızaya sahip oldukları bilinmektedir.
Bu eser, Ortadoğu'da aşiret-siyaset ilişkisinin anlaşılması bağlamında İbni Haldun'un asabiyet teorisinin rolünü tanımlamaya ve 2003 sonrası Irak siyasetinin temel parametreleri içerisinde bu ilişkiyi anlamlandırmaya çalışmaktadır. Böylelikle Amerikan müdahalesi sonrası etnik ve mezhepsel karakterde şekillenen siyasi sürecin asabiyet zemininde nasıl anlaşılabileceği ve mezhepsel ayrımları dahi aşan aşiret yapılarının siyasetin karakterini ne şekilde etkilediğini ortaya koymayı hedeflemektedir.
Eserin hazırlanmasında sadece akademik literatürden yararlanılmamış; yapılandırılmış mülakat tekniği ile bir dizi görüşme gerçekleştirilerek sahada yaşanan tecrübeye temas edilmeye çalışılmıştır. Ülkenin Osmanlı geçmişi, İngiliz sömürge mirası ve resmi dili dikkate alınarak literatür noktasında birincil kaynaklara, Türkçe, İngilizce ve Arapça eserlere başvurulmuştur.