15. yüzyılda İspanyol Kardinal Segovia'lı John (ö. 1458) gibi bazı din adamlarının Müslüman dünyanın askeri ve siyasi manevralarla alt edilemeyeceğini söyleyerek İslâm'ın teolojik argümanlarla önlenmesine yönelik önerileri o dönemde gerçekleştirilemese de özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda hayata geçirilmeye başlamıştı. Zira genel olarak Doğu ve Uzak Doğu toplumlarını, özel olarak da İslam tarihini konu edinen oryantalizmin ilk temelleri bu dönemde atılmıştı. 17. ve 18. yüzyıllarda temelleri atılan İslâmiyat çalışmaları, 19. yüzyılda büyük bir ivme kazandı. Bu dönemde Batı üniversitelerinde İslamiyat kürsüleri kurulmuş, on binlerce kitap ve makale yazılmış, birçok dergi yayımlanmış, master ve doktora tezleri yapılmıştır. Dini (Hıristiyanlaştırma/Misyonerlik), ilmî, ticari, siyasi ve sömürgecilik gibi farklı amaçlarla yapılan İslâm ve Müslümanlarla ilgili oryantalistik çalışmalar, Batı'da belirli kesimlerde İslâm ile ilgili olumsuz bir algının oluşmasına yol açmıştır.
15. yüzyılda İspanyol Kardinal Segovia'lı John (ö. 1458) gibi bazı din adamlarının Müslüman dünyanın askeri ve siyasi manevralarla alt edilemeyeceğini söyleyerek İslâm'ın teolojik argümanlarla önlenmesine yönelik önerileri o dönemde gerçekleştirilemese de özellikle 17. ve 18. yüzyıllarda hayata geçirilmeye başlamıştı. Zira genel olarak Doğu ve Uzak Doğu toplumlarını, özel olarak da İslam tarihini konu edinen oryantalizmin ilk temelleri bu dönemde atılmıştı. 17. ve 18. yüzyıllarda temelleri atılan İslâmiyat çalışmaları, 19. yüzyılda büyük bir ivme kazandı. Bu dönemde Batı üniversitelerinde İslamiyat kürsüleri kurulmuş, on binlerce kitap ve makale yazılmış, birçok dergi yayımlanmış, master ve doktora tezleri yapılmıştır. Dini (Hıristiyanlaştırma/Misyonerlik), ilmî, ticari, siyasi ve sömürgecilik gibi farklı amaçlarla yapılan İslâm ve Müslümanlarla ilgili oryantalistik çalışmalar, Batı'da belirli kesimlerde İslâm ile ilgili olumsuz bir algının oluşmasına yol açmıştır.