Hint alt kıtasında Babürlüler Devleti hükümdarı Ekber Şah zamanında Katolik Cizvitler ile başlayan misyonerlik faaliyeti İngilizlerin alt kıtadaki hakimiyetlerinin ardından Evancelist Protestanlarca devam ettirilmiştir. Misyonerlerin Hint toplumunu Hıristiyanlaştırma çalışmaları siyasi ve sosyal dengeleri altüst etmekle kalmamış yüzyıllardan beri devam eden İslam ilim geleneğinde kırılmalar meydana getirmiş, ilmi faaliyetlerin süregelen seyrinin yönünü değiştirmiştir. Nitekim bir dönem üç yüzü aşkın cemiyet ile çok geniş çaplı faaliyetler gösteren Protestanlar Kitab-ı Mukaddes'i merkeze alan ilmi ve fikri çalışmalarının yanında kaleme aldıkları Kur'an ve Hz. Muhammed (s.a.) ile ilgili eserlerde çeşitli iddialar ortaya atmışlardır. Misyonerlerin özellikle 1750'lerden sonra artan Kur'an çalışmalarına Müslümanlar karşılık ve cevap vermişler, böylece 1850'lere gelindiğinde yüzlerce çalışma ortaya çıkmıştır. Elinizdeki bu kitap, 16. yüzyıl ortaları gibi çok erken dönemlerde başlayan ve 18. yüzyılda yoğunlaşan misyonerlik faaliyetlerinin dini, ilmi ve kültürel boyutlarını ele almakta; misyonerlerce yapılan Kur'an ve tefsir çalışmalarına, bunlara verilen cevaplara ve getirilen eleştirilere dikkat çekmektedir. Misyonerlerin 'faaliyet yapılacak en uygun yer' olarak tasvir ettiği Hint alt kıtasında yürüttükleri çalışmalar ve ortaya konulan tepkiler etraflıca bilinmeden son yüz yılda İslâm dünyasının diğer bölgelerindeki Müslüman ilim ve fikir adamlarında meydana gelen değişimin doğru algılanması bir hayli zor olacaktır.
Hint alt kıtasında Babürlüler Devleti hükümdarı Ekber Şah zamanında Katolik Cizvitler ile başlayan misyonerlik faaliyeti İngilizlerin alt kıtadaki hakimiyetlerinin ardından Evancelist Protestanlarca devam ettirilmiştir. Misyonerlerin Hint toplumunu Hıristiyanlaştırma çalışmaları siyasi ve sosyal dengeleri altüst etmekle kalmamış yüzyıllardan beri devam eden İslam ilim geleneğinde kırılmalar meydana getirmiş, ilmi faaliyetlerin süregelen seyrinin yönünü değiştirmiştir. Nitekim bir dönem üç yüzü aşkın cemiyet ile çok geniş çaplı faaliyetler gösteren Protestanlar Kitab-ı Mukaddes'i merkeze alan ilmi ve fikri çalışmalarının yanında kaleme aldıkları Kur'an ve Hz. Muhammed (s.a.) ile ilgili eserlerde çeşitli iddialar ortaya atmışlardır. Misyonerlerin özellikle 1750'lerden sonra artan Kur'an çalışmalarına Müslümanlar karşılık ve cevap vermişler, böylece 1850'lere gelindiğinde yüzlerce çalışma ortaya çıkmıştır. Elinizdeki bu kitap, 16. yüzyıl ortaları gibi çok erken dönemlerde başlayan ve 18. yüzyılda yoğunlaşan misyonerlik faaliyetlerinin dini, ilmi ve kültürel boyutlarını ele almakta; misyonerlerce yapılan Kur'an ve tefsir çalışmalarına, bunlara verilen cevaplara ve getirilen eleştirilere dikkat çekmektedir. Misyonerlerin 'faaliyet yapılacak en uygun yer' olarak tasvir ettiği Hint alt kıtasında yürüttükleri çalışmalar ve ortaya konulan tepkiler etraflıca bilinmeden son yüz yılda İslâm dünyasının diğer bölgelerindeki Müslüman ilim ve fikir adamlarında meydana gelen değişimin doğru algılanması bir hayli zor olacaktır.