Bu kitap bir Türk Hukuk Tarihi çalışmasıdır; dolayısıyla hukukçulara olduğu kadar tarihçilere de seslenmektedir. Ceza hukuku alanında Osmanlı Mahkeme kayıtlarını inceleyen araştırmacıların dikkatini çeken ilk husus mahkumiyet hükümlerinin neredeyse tamamında cezanın belirtilmemiş olmasıdır. Elinizdeki kitabın yazılmasına yol açan temel saik bu konuya duyulan meraktır.
Şer'i hukukta yeri olmamasına rağmen işkencenin bir itiraf vasıtası olarak kanunnamelere girecek kadar kurumsallaştığı görülmüştür. Ehl-i şer bu uygulamaya elinden geldiğince karşı çıkmış hatta kadı sicillerinde itirafın işkence ile alındığı özelllikle belirtilmiş ve bu itiraf geçerli sayılmamıştır. Anca örf ehlinin devleti çekip çevirmede işkenceyi vazgeçilmez bir araç olarak görmesi sonucu bu çabalar yetersiz kalmış ve bu hukuksuzluk iyice kök salmıştır.
Bu kitap bir Türk Hukuk Tarihi çalışmasıdır; dolayısıyla hukukçulara olduğu kadar tarihçilere de seslenmektedir. Ceza hukuku alanında Osmanlı Mahkeme kayıtlarını inceleyen araştırmacıların dikkatini çeken ilk husus mahkumiyet hükümlerinin neredeyse tamamında cezanın belirtilmemiş olmasıdır. Elinizdeki kitabın yazılmasına yol açan temel saik bu konuya duyulan meraktır.
Şer'i hukukta yeri olmamasına rağmen işkencenin bir itiraf vasıtası olarak kanunnamelere girecek kadar kurumsallaştığı görülmüştür. Ehl-i şer bu uygulamaya elinden geldiğince karşı çıkmış hatta kadı sicillerinde itirafın işkence ile alındığı özelllikle belirtilmiş ve bu itiraf geçerli sayılmamıştır. Anca örf ehlinin devleti çekip çevirmede işkenceyi vazgeçilmez bir araç olarak görmesi sonucu bu çabalar yetersiz kalmış ve bu hukuksuzluk iyice kök salmıştır.