19. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı Devleti, Avrupalı devletlerinin ekonomiküstünlüklerine karşı direniş gösterrmeye çalışırsa da, Avrupa sermayesinin gücü karşısında, geleneksel Osmanlı ekonomik yapısı bozulmaya başlar; Avrupa malları, kısa sürede Osmanlı pazarlarında yerli ürünlerin yerini alır. Yüzyılın ortalarında sermaye birikimiyle zenginleşen Batılı ülkeler tekelci kapitalizme yönelerek, Osmanlı Devleti gibi yarı periferi ülkelere yatırımlarını genişletirler. BudönemOsmanlı Devletindeki yabancı sermaye yatırımlarının gelişimi, daha önceden muhtelif devletlere verilmiş olan kapitülasyonların yanında, Batılı ülkelerle yapılan ticari anlaşmalar nedeniyle daha da hız kazandığı görülür.
Konumuzun ana temasını oluşturan Fransız sermayesi, 1789 devrimi sonrası yaşanan ekonomik dönüşüm sayesinde dünyaya açılmaya başlamıştır. Bu dönemde kurulan merkez bankası ve özel teşebbüsler sayesinde hızlı bir ekonomik gelişme gösteren Fransız ticari burjuvazisinin, başta İngiltere olmak üzere, diğer Batılı ülkelerle yaşadığı yoğun rekabet gereği; Osmanlı Devleti'ne önemli miktarda sermaye yatırımı yaptığı anlaşılmaktadır. Öncelikle borç ve devlet tahvili alım-satımına dayanan Fransız kaynaklı bu sermaye hareketliliği, daha sonra bankacılık, sigortacılık, demiryolu, liman, kent hizmetleri ve madencilik alanlarında doğrudan yatırımlara dönüşmeye başlar. Genel olarak 1838 Baltalimanı Ticaret Antlaşması'nın tatbiki ile başlayıp, 1. Dünya savaşı öncesine kadar süren dönemde, Osmanlı Devleti'ndeki Fransız sermayesinin tarihsel oluşumu, gelişimi ve etkilerini ele alan bu çalışma, bilhassa Osmanlı Devleti topraklarında kurulan Fransız sermayeli şirketlerle, bu şirketlerin sektörel faaliyetlerini incelemeyi amaçlamıştır.
19. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı Devleti, Avrupalı devletlerinin ekonomiküstünlüklerine karşı direniş gösterrmeye çalışırsa da, Avrupa sermayesinin gücü karşısında, geleneksel Osmanlı ekonomik yapısı bozulmaya başlar; Avrupa malları, kısa sürede Osmanlı pazarlarında yerli ürünlerin yerini alır. Yüzyılın ortalarında sermaye birikimiyle zenginleşen Batılı ülkeler tekelci kapitalizme yönelerek, Osmanlı Devleti gibi yarı periferi ülkelere yatırımlarını genişletirler. BudönemOsmanlı Devletindeki yabancı sermaye yatırımlarının gelişimi, daha önceden muhtelif devletlere verilmiş olan kapitülasyonların yanında, Batılı ülkelerle yapılan ticari anlaşmalar nedeniyle daha da hız kazandığı görülür.
Konumuzun ana temasını oluşturan Fransız sermayesi, 1789 devrimi sonrası yaşanan ekonomik dönüşüm sayesinde dünyaya açılmaya başlamıştır. Bu dönemde kurulan merkez bankası ve özel teşebbüsler sayesinde hızlı bir ekonomik gelişme gösteren Fransız ticari burjuvazisinin, başta İngiltere olmak üzere, diğer Batılı ülkelerle yaşadığı yoğun rekabet gereği; Osmanlı Devleti'ne önemli miktarda sermaye yatırımı yaptığı anlaşılmaktadır. Öncelikle borç ve devlet tahvili alım-satımına dayanan Fransız kaynaklı bu sermaye hareketliliği, daha sonra bankacılık, sigortacılık, demiryolu, liman, kent hizmetleri ve madencilik alanlarında doğrudan yatırımlara dönüşmeye başlar. Genel olarak 1838 Baltalimanı Ticaret Antlaşması'nın tatbiki ile başlayıp, 1. Dünya savaşı öncesine kadar süren dönemde, Osmanlı Devleti'ndeki Fransız sermayesinin tarihsel oluşumu, gelişimi ve etkilerini ele alan bu çalışma, bilhassa Osmanlı Devleti topraklarında kurulan Fransız sermayeli şirketlerle, bu şirketlerin sektörel faaliyetlerini incelemeyi amaçlamıştır.