“Müneccimbaşı Tarihi” adıyla ün kazanmış olan Camiü'd-düvel, daha çok “Sahaifü'l-ahbar” unvanıyla ve yazılışından kısa bir süre sonra hazırlanan Türkçe tercümesi ile tanınır. Genel dünya tarihi yazma geleneğinin hemen hemen son temsilcisi denebilecek olan bu muhteşem eser, bilindiği gibi, İslam ve Osmanlı tarihiyle uğraşanların daima başvurma zorunluluğu duydukları bir kaynak kitap olmak vasfını taşır.
Buna mukabil aslı basılmadığı için, pratik ve teknik zorluklar nedeniyle pek az istisnanın dışında hemen hemen bütün müdakkiklerce sadece Türkçe tercümesinden faydalanılmış olmasının, ilmi bakımdan mahzurlu olduğu açık bir keyfiyettir. Bu düşünceden hareketle gerçekleştirdiğimiz çalışmanın, konuyla ilgilenen meraklı okuyucular ve araştırmacılar için yararlı olacağını umuyoruz.
“Müneccimbaşı Tarihi” adıyla ün kazanmış olan Camiü'd-düvel, daha çok “Sahaifü'l-ahbar” unvanıyla ve yazılışından kısa bir süre sonra hazırlanan Türkçe tercümesi ile tanınır. Genel dünya tarihi yazma geleneğinin hemen hemen son temsilcisi denebilecek olan bu muhteşem eser, bilindiği gibi, İslam ve Osmanlı tarihiyle uğraşanların daima başvurma zorunluluğu duydukları bir kaynak kitap olmak vasfını taşır.
Buna mukabil aslı basılmadığı için, pratik ve teknik zorluklar nedeniyle pek az istisnanın dışında hemen hemen bütün müdakkiklerce sadece Türkçe tercümesinden faydalanılmış olmasının, ilmi bakımdan mahzurlu olduğu açık bir keyfiyettir. Bu düşünceden hareketle gerçekleştirdiğimiz çalışmanın, konuyla ilgilenen meraklı okuyucular ve araştırmacılar için yararlı olacağını umuyoruz.