"Osmanlı Sosyal Güvenlik Hukukunda Temel Kurumlar” adlı çalışma, 2015 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim dalında, doktora tezi olarak tamamlanmıştır. 2016 yılında Türkiye Adalet Akademisi tarafından “Osmanlı Sosyal Güvenlik Hukuku” adıyla basılmıştır. Kitaba ulaşmanın zor bir hale gelmesi sebebiyle yeni bir baskıya ihtiyaç olduğu düşünülmüştür. Yeni baskıda, çalışmanın ilk başlığı olan “Osmanlı Sosyal Güvenlik Hukukunda Temel Kurumlar” başlığı tercih edilmiştir.
Sosyal güvenlik uygulamaları, insanlık tarihinde çok eski dönemlerde örneklerine rastlanabilen uygulamalardır. Uygulamanın aksine, sosyal güvenlik teorisi, yakın tarihte ortaya çıkmış; sosyal güvenlik ve sosyal güvenlik hukuku kavramları yakın dönemde kullanılmaya başlamıştır.
Osmanlı Devleti, sosyal güvenlik kavramının henüz kullanılmadığı klasik döneminde ve yeni yeni kullanılmaya başlandığı Tanzimat sonrası dönemde, sosyal güvenlik kurumlarına sahip olmuştur. Sosyal güvenlik teorisinin başlamadığı klasik dönemde, geleneksel kurumlar sosyal güvenlik işlevine sahip olmuşlardır. Tanzimat sonrasında ise günümüzdeki sosyal güvenlik kurumlarının temeli sayılabilecek kurumlar ortaya çıkmıştır. Sosyal güvenlik hukuku penceresinden baktığımızda, klasik dönem Osmanlı kurumları, ağırlıklı olarak yararlananların katkı sağlamadığı kurumlardır. Tanzimat sonrasında, yararlananların katkı sağladığı, primli sistem olarak adlandırılan yapı oluşmaya başlamıştır.
Osmanlı Devleti'nde yararlananların katkı sağlamadığı kurumlar, yardımlar, hukuki sorumluluk ile sosyal yardım ve hizmetler şeklinde üç başlık altında ele alınmıştır. Yardımlar; aile içi yardımlaşma, vakıf, zekât ve diğer sosyal yardım kurumlarıdır. Hukuki sorumluluk sonucu ortaya çıkan ve aynı zamanda sosyal güvence sağlayan kurumlar, işverenin hukuki sorumluluğu, nafaka, mehir, âkile, kasame ile muâhât akdi ve vela sözleşmesi kurumlarıdır. Sosyal yardım ve hizmetler ise Osmanlı Devleti'nin sağladığı yardım ve hizmetlerdir. Bu kurumlar klasik dönem Osmanlı sosyal güvenliğinin temel kurumlarıdır. Tanzimat sonrasında ortadan kalkmasa da primli sisteme yönelimle birlikte etkisi azalmış olan kurumlardır.
Osmanlı Devleti, günümüz primli sistemine benzer kurumları, Tanzimat öncesinde oluşturmaya başlasa da asıl gelişme Tanzimat sonrasında meydana gelmiştir. Tanzimat öncesinde, yararlananların katkı sağladığı kurumları yardımlaşma sandıklarında ve kısmen emeklilik sisteminde görmekteyiz. Tanzimat sonrasında emeklilik sistemi ve teküd sandıkları oldukça gelişmiş ve günümüz sisteminin temelini oluşturacak noktaya gelmiştir.
Osmanlı sosyal güvenliğinin temel kurumları ele alınırken, günümüz sosyal güvenlik hukuku perspektifinden değerlendirilmeye çalışılmıştır. Kurumların zorunluluk özelliğine sahip olup olmaması, yararlananları, güvence sağladığı riskler ve finansmanları ortaya konulmaya çalışılmıştır.
"Osmanlı Sosyal Güvenlik Hukukunda Temel Kurumlar” adlı çalışma, 2015 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim dalında, doktora tezi olarak tamamlanmıştır. 2016 yılında Türkiye Adalet Akademisi tarafından “Osmanlı Sosyal Güvenlik Hukuku” adıyla basılmıştır. Kitaba ulaşmanın zor bir hale gelmesi sebebiyle yeni bir baskıya ihtiyaç olduğu düşünülmüştür. Yeni baskıda, çalışmanın ilk başlığı olan “Osmanlı Sosyal Güvenlik Hukukunda Temel Kurumlar” başlığı tercih edilmiştir.
Sosyal güvenlik uygulamaları, insanlık tarihinde çok eski dönemlerde örneklerine rastlanabilen uygulamalardır. Uygulamanın aksine, sosyal güvenlik teorisi, yakın tarihte ortaya çıkmış; sosyal güvenlik ve sosyal güvenlik hukuku kavramları yakın dönemde kullanılmaya başlamıştır.
Osmanlı Devleti, sosyal güvenlik kavramının henüz kullanılmadığı klasik döneminde ve yeni yeni kullanılmaya başlandığı Tanzimat sonrası dönemde, sosyal güvenlik kurumlarına sahip olmuştur. Sosyal güvenlik teorisinin başlamadığı klasik dönemde, geleneksel kurumlar sosyal güvenlik işlevine sahip olmuşlardır. Tanzimat sonrasında ise günümüzdeki sosyal güvenlik kurumlarının temeli sayılabilecek kurumlar ortaya çıkmıştır. Sosyal güvenlik hukuku penceresinden baktığımızda, klasik dönem Osmanlı kurumları, ağırlıklı olarak yararlananların katkı sağlamadığı kurumlardır. Tanzimat sonrasında, yararlananların katkı sağladığı, primli sistem olarak adlandırılan yapı oluşmaya başlamıştır.
Osmanlı Devleti'nde yararlananların katkı sağlamadığı kurumlar, yardımlar, hukuki sorumluluk ile sosyal yardım ve hizmetler şeklinde üç başlık altında ele alınmıştır. Yardımlar; aile içi yardımlaşma, vakıf, zekât ve diğer sosyal yardım kurumlarıdır. Hukuki sorumluluk sonucu ortaya çıkan ve aynı zamanda sosyal güvence sağlayan kurumlar, işverenin hukuki sorumluluğu, nafaka, mehir, âkile, kasame ile muâhât akdi ve vela sözleşmesi kurumlarıdır. Sosyal yardım ve hizmetler ise Osmanlı Devleti'nin sağladığı yardım ve hizmetlerdir. Bu kurumlar klasik dönem Osmanlı sosyal güvenliğinin temel kurumlarıdır. Tanzimat sonrasında ortadan kalkmasa da primli sisteme yönelimle birlikte etkisi azalmış olan kurumlardır.
Osmanlı Devleti, günümüz primli sistemine benzer kurumları, Tanzimat öncesinde oluşturmaya başlasa da asıl gelişme Tanzimat sonrasında meydana gelmiştir. Tanzimat öncesinde, yararlananların katkı sağladığı kurumları yardımlaşma sandıklarında ve kısmen emeklilik sisteminde görmekteyiz. Tanzimat sonrasında emeklilik sistemi ve teküd sandıkları oldukça gelişmiş ve günümüz sisteminin temelini oluşturacak noktaya gelmiştir.
Osmanlı sosyal güvenliğinin temel kurumları ele alınırken, günümüz sosyal güvenlik hukuku perspektifinden değerlendirilmeye çalışılmıştır. Kurumların zorunluluk özelliğine sahip olup olmaması, yararlananları, güvence sağladığı riskler ve finansmanları ortaya konulmaya çalışılmıştır.