Akdeniz havıasındaki coğrafi konumu nedeniyle tarihin en eski dönemlerinden günümüze büyük güçlerin ilgi odağı olan Trablusgarp, yaklaşık 4 asır Osmanlı egemenliği altında bulunmuştur. Osmanlı Devleti'nin uzak vilayetlerinden olan bu coğrafya, iç ve dış çalkantılarına rağmen 20. yüzyılın başlarına kadar Türk tarihinin bir parçası olarak varlığını sürdürmüştür. Trablusgarp Harbi (1911-1912) sonrasında Libya olarak anılmaya başlayan bu bölge, İtalyan nüfuzuna girmesine rağmen Türkler ile Libya halkları arasında meydana gelen derin tarihsel ve kültürel mirasa ev sahipliği yapmaktadır. Bu eserde, günümüzde genel bir siyasi tarih okumasına tabi tuttuğumuz Trablusgarp'ın çok az bilinen idari, sosyal ve ekonomik yönleri belgelere dayak olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Bu yönüyle elinizdeki eser, hem Türkiye ve Libya'nın ortak tarihine ışık tutacak hem de günümüzde iki ülke ilişkilerine farklı yönlerden bakılmasına imkan tanıyacaktır.
Akdeniz havıasındaki coğrafi konumu nedeniyle tarihin en eski dönemlerinden günümüze büyük güçlerin ilgi odağı olan Trablusgarp, yaklaşık 4 asır Osmanlı egemenliği altında bulunmuştur. Osmanlı Devleti'nin uzak vilayetlerinden olan bu coğrafya, iç ve dış çalkantılarına rağmen 20. yüzyılın başlarına kadar Türk tarihinin bir parçası olarak varlığını sürdürmüştür. Trablusgarp Harbi (1911-1912) sonrasında Libya olarak anılmaya başlayan bu bölge, İtalyan nüfuzuna girmesine rağmen Türkler ile Libya halkları arasında meydana gelen derin tarihsel ve kültürel mirasa ev sahipliği yapmaktadır. Bu eserde, günümüzde genel bir siyasi tarih okumasına tabi tuttuğumuz Trablusgarp'ın çok az bilinen idari, sosyal ve ekonomik yönleri belgelere dayak olarak açıklanmaya çalışılmıştır. Bu yönüyle elinizdeki eser, hem Türkiye ve Libya'nın ortak tarihine ışık tutacak hem de günümüzde iki ülke ilişkilerine farklı yönlerden bakılmasına imkan tanıyacaktır.